5.
ÜNİTE KÜRESELLEŞEN DÜNYA
Küreselleşme: Mal, hizmet ve sermayenin artan
hareketliliği sonucunda toplumlar arasındaki iletişim ve etkileşimin, ekonomik
bütünleşmenin ve karşılıklı bağımlılığın artmasıdır. 1980’lerde etkisini
arttırmış ve günümüzde zirveye ulaşmıştır.
SSCB’nin Dağılması ve
Türk Cumhuriyetleri:
·
1991’de
SSCB’nin dağılması sonrası Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri
(Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan)
bağımsızlıklarını kazandı. Bunları tanıyan ilk devlet Türkiye oldu.
·
Bu
yeni cumhuriyetlerle yakın iş birliği içinde olan Türkiye, bu ülkelerin sahip
olduğu enerji kaynak-larının Batı’ya aktarılmasında kazanımlar elde etti ama
yine de işbirliği istenen seviyede değildir.
Türkiye, Azerbaycan enerji
piyasasına 2 projeyle girdi:
a-) Bakü-Tiflis-Ceyhan
Boru Hattı :
Azerbaycan
petrolünü Gürcistan ve Türkiye üzerinden Akdeniz’e taşıyan petrol boru hattıdır.
b-) Şahdeniz Projesi : Azerbaycan’ın Hazar
Denizi’ndeki enerji alanı Şahdeniz’den çıkan doğal gazı Erzurum ve Ankara
üzerinden Avrupa’ya taşıyan doğal gaz boru hattıdır.
·
Ermenistan’ın
1990’ların başında Dağlık Karabağ bölgesini (Azeri topraklarının % 20’sini
oluşturur) işgal etmesi sonucu 1 milyon Azeri mülteci durumuna düşmüştür. 26
Şubat 1992’de Rus askerlerinin desteklediği Ermeniler “Hocalı Katliamı”nda 613
Azeri Türkünü katletmiştir.
SSCB’nin Dağılması
Sonrası Avrupa’daki Gelişmeler :
·
SSCB’nin
liderliğindeki Doğu Bloku, 1975’teki Helsinki Deklarasyonu sonrasında dağılmanın
işaretlerini vermeye başladı. 1985’Te SSCB devlet başkanlığına gelen Mihail
Gorbaçov’un uygulamaya koyduğu Glastnost (Şeffaflık) ve
Perestroyka (Yeniden Yapılanma) politikası ile SSCB dağılma sürecine
girdi
Çekoslovakya :
·
Avrupa’da
barış,insan hakları ve demokrasi ortamına zemin hazırlamak için imzalanan
Helsinki Deklarasyonu’na olumlu tepki veren ilk Doğu Bloku ülkesidir. 1988’de
Sovyet düzenine başkaldıran ülkede 1989 yılında komünist rejim “Kadife
Devrim”le kansız biçimde yıkıldı.
·
1993’te ülke barışçıl biçimde Çek Cumhuriyeti ve
Slovakya adıyla ikiye ayrıldı. Çek Cumhuriyeti 2016’da ismini Çekya olarak
değiştirdi.
Polonya :
·
Stratejik
ve jeopolitik öneminden dolayı Polonya üzerindeki SSCB kontrolü diğer
ülkelerde-kinden fazlaydı; Polonya’daki en ufak demokratik hareketlere sert
biçimde müdahale ediliyordu. Glastnost ve Perestroyka politikasından cesaret
ala ülkede komünist yönetim 1990’da yıkıldı.
Doğu Almanya :
·
II.
Dünya Savaşı’ndan sonra SSCB tarafından kurulan bu devlet SSCB’ye en sadık
devletti. Glastnost ve Perestroyka’dan fazla etkilenmedi. 1989’da Berlin Duvarı
yıkıldı, 1990’da iki Almanya birleşerek Almanya Cumhuriyeti adını aldı
(Komünist rejim yıkıldı) (Film Ön.: Elveda Lenin).
Romanya : Diktatör Nikolay Çavuşesku’nun
1989’da kurşuna dizilmesiyle komünist idare yıkıldı.
Bulgaristan : Doğu Almanya’dan sonra SSCB’nin
en sadık 2. uydusuydu. 1989’da demokrasiye geçti.
Baltık Ülkeleri (Letonya-Litvanya-Estonya)
: 1940’tan
beri SSCB idaresinde olan bu üç ülke 1991’de bağımsızlıklarını kazandı.
Ukrayna : 1989’da bağımsız oldu.
YUGOSLAVYA :
·
Sırpların
etkisi diğerlerine göre daha fazlaydı. 1989’da Doğu Bloku’nda başlayan
demokratikleşme hareketleri Yugoslavya’yı da etkiledi. 1991’de Slovenya,
Hırvatistan ve Makedonya bağımsızlığını ilân etti. Karadağ ve Sırbistan
birleşerek Yeni (Federal) Yugoslavya’yı kurdu. Aliya İzzetbegoviç
liderliğinde-ki Bosna-Hersek ise 1992’de bağımsızlığını ilân etti. Fakat
Bosna-Hersekli Sırplar isyan etti ve Sırbistan da bu isyana destek verince iç
savaş çıktı.
Bosna Savaşı
(1992-1995) :
·
Hem
Sırpların, hem Hırvatların saldırısına uğrayan Bosnalı Müslümanlar, Avrupa’nın
duyarsızlığıyla karşılaşınca uygulanan vahşet, soykırım boyutlarına vardı. Sırp
general Ratko Mladiç 1995’te 8372 Boşnak’ı öldürdü (Srebrenica Katliamı). İç
savaş sırasında yaklaşık 300 bin Boşnak katledilirken 500 toplu mezar ortaya
çıkarıldı. Mostar Köprüsü tarihî eserler yok edildi.
·
Bosna-Hersek’i
tanıyan ilk ülke olan Türkiye, iç savaş boyunca Boşnakların haklarını savundu.
Sırplarla aynı ırk ve mezhepten olan Ruslar savaş boyunca Sırpları destekledi.
ABD ve NATO Sırplara yönelik birkaç göstermelik bombardımandan öteye gitmezken
AB üyesi ülkeler de Boşnak mültecileri ülkelerine almadılar. Kuveyt’in işgali
sırasında dünyayı ayağa kaldıran BM de Boşnakların katledilmesi-ne göz yumdu. Bosna
Savaşı,II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da en fazla insanın öldüğü
savaştır.
Kosova Savaşı (1999)
:
·
Sırbistan
içinde özerk bir bölge olan Kosova, 1992’de bağımsızlığını ilân etti ancak
Sırplar bunu tanı-madı. 1997’de Sırp-Kosova çatışmaları başladı. Kosova’daki
Müslüman Arnavutlar 1999’da Sırplara karşı Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK)’nu
kurdu.
·
1999’da
Sırp katliamları tüm Kosova’ya yayıldı. Ancak Bosna Savaşı’ndaki kötü imajını
değiştirmek isteyen NATO bu sefer müdahale ederek savaşı durdurdu. Kosova 2008’de
resmen bağımsız oldu.
AB’nin
Genişlemesi :
·
1973: İngiltere, 1981: Yunanistan, 1986: İspanya
ve Portekiz, 1995: Avusturya, İsveç
ve Finlandiya, 2004: Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Letonya, Litvanya, Estonya, Malta, Macaristan, Polonya,
Slovenya ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi, 2007:
Romanya ve Bulgaristan, 2013: Hırvatistan
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA
ORTADOĞU
·
1948’de
Filistin topraklarının % 56’sını işgal ederek kurulan İsrail’e karşı Yaser
Arafat tarafından 1959’da El Fetih, 1964’te ise Mısır Devlet
Başkanı Nasır’ın çabalarıyla Ahmet Şükari tarafından Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)
kuruldu (Arafat 1967 sonrası FKÖ’nün de başına geçti)
İntifada : Filistin halkının 1987’de
İsrail’e karşı başlattığı direniştir. 1987’dekine Birinci İntifada denir.
Not: FKÖ, 1988’de Yaser Arafat
önderliğinde bağımsız Filistin Devleti’nin kurulduğunu açıkladı.
2000’de İsrailli Ariel Şaron’un Harem-i
Şerif’i ziyareti sonrası II. İntifada (El Aksa İntifadası) başladı.
1990 ve 2003 Körfez Savaşları :
·
Irak
lideri Saddam Hüseyin’in 1990’da Kuveyt’i işgali nedeniyle başlayan savaş,
dünyanın yeniden yapılanmasının ilk adımı oldu. 17 Ocak 1991’de ABD
liderliğindeki koalisyon, Irak’a yönelik “Çöl Fırtı-nası” operasyonunu
başlattı. 2 Mart 1991’de Saddam yenildi, Kuveyt yeniden bağımsız oldu.
·
2003’teki
II. Körfez Savaşı’nda ise ABD, Saddam’ın kitle imha silahları ürettiği, El
Kaide terör örgütü-nün Irak’ta mevzilendiği gibi gerekçelerle (BM’nin Irak’ta
kitle imha silahı olmadığına dair raporuna rağmen) Irak’ı işgal etti.
Sonrasında başlayan iç savaş ise hâlâ tam anlamıyla bitmiş değildir.
11 Eylül Sonrası ABD Dış Politikası :
·
11
Eylül 2001’de dünya tarihinin en önemli terör saldırılarından biri gerçekleşti.
El Kaide üyeleri, kaçırdıkları uçaklarla New York’ta bulunan Dünya Ticaret
Merkezi binalarına (İkiz Kuleler) ve Washington’da bulunan ABD Savunma
Bakanlığı (Pentagon)’a aynı anda saldırdı
·
11
Eylül saldırısı, terörist grupların ABD’yi kendi topraklarında ve doğrudan
vurma gücüne sahip olduğunu gösterdi. Bundan sonra ABD terörle mücadele adı
altında daha saldırgan bir dış politika izlemeye başladı. Terörist grupları
barındırdıkları iddiasıyla 2001’de Afganistan’ı, 2003’te Irak’ı işgal etti. ABD
Başkanı George W. Bush, ABD’nin dokunulmazlık ve yenilmezlik efsanesini
yok eden bu saldırılarla yaşadığı prestij kaybını telafi etmek için güvenlik
politikasında değişikliğe gitti.
Bush Doktrini :
·
“Önleyici
Savaş Doktrini” de denir. 2002’de yayınlanan bu politika, tüm dünyayı bir savaş
alanı olarak görür. Potansiyel tehdit oluşturan, ileride sorun yaratması
muhtemel her oluşum veya ülkeyi “vurulmadan önce vurma”yı, hatta gerekirse o
ülkenin rejimini değiştirmeyi esas alır. Bu doktrinde düşman kavramının
belirsiz olması, ABD’ye istediği hedefi vurma imkanını vermiştir.
·
ABD,
Güney Sudan’ın 2011’deki bağımsızlık ilânı ederek Sudan’dan ayrılmasını
desteklemiş, hatta bağımsızlığının garantörü olmuştur (Güney Sudan’daki petrol
rezervleri nedeniyle).
Ortadoğu’da Su Sorunu :
·
Dünyada
genel bir sorun olan su sıkıntısı, Ortadoğu’da daha yoğun hissedilmektedir. Dicle,
Fırat ve Asi gibi sınır aşan akarsuların varlığı, bölge ülkeleri arasında
sorunlara neden olmaktadır
·
Türkiye-Irak-Suriye
ilişkileri 1920-1960 arasında olumluydu. 1960’lardan sonra su sorunu bölgenin
gündemine oturmuş ve ilişkiler bozulmuştur. Türkiye’deki GAP ve Suriye’deki
Fırat Vadisi Projesi gibi su projeleri ilişkileri daha da germiştir
·
Dicle
ve Fırat’ı “sınır aşan akarsular” olarak değerlendiren Türkiye, suya kaynaklık
eden ülkeyle suyun geçtiği ülkelerin eşit paylaşım hakkına sahip olmadığını
savunuyor. Suriye ve Irak’a göreyse bu iki nehir “uluslararası akarsu”
niteliğindedir; dolayısıyla Türkiye bu nehirler üzerinde egemenlik hakkına
sahip değildir. Bu sular bir anlaşmayla adil biçimde dağıtılmalıdır.
KÜRESELLEŞEN DÜNYADAKİ EKONOMİK, SOSYOKÜLTÜREL VE BİLİMSEL
GELİŞMELER
·
Neoliberalizm : 1980’lerden itibaren
neoliberal (yeni liberal) ekonomi politikaları tüm dünyada etkili olmaya
başladı. Bu politika, klasik ekonominin önerdiği “Bırakınız yapsınlar,
bırakınız geçsinler” ilkesiyle hareket eder. 1980’lerde İngiltere’de Başbakan
Margaret Thatcher, ABD’de ise Başkan Ronald Reagan bu politikanın en güçlü
savunucularıydı.
·
Komünizmin
çökmesi ve Soğuk Savaş’ın bitmesiyle eski komünist ülkeler dahil tüm dünyada
neoliberal politikalar yaygınlaştı. Neoliberalizm, küreselleşme sürecinin temel
ideolojisi haline geldi. Neoliberal
ekonomi politikaları, küresel ekonomi politikaları haline geldi.
·
Klonlanmış
(kopyalanmış) ilk canlı olan koyun Dolly, 1996’da İskoçya’da dünyaya
geldi (üretildi). Endişelere sebep olan bu olaydan sonra ABD’de insan
kopyalamaya yönelik çabalar yasaklandı.
·
1970’lerin
sonunda ABD’de toplumsal muhalefet aracı olarak doğup gelişen hip
hop ve rap müzikleri, tüm dünyaya yayıldı. 20. yy’ın ortalarında doğan
Pop
müzik, bugün hâlâ dünya plak pazarında % 95’lik bir paya sahiptir.
Arap Baharı :
·
17
Aralık 2010’da Tunuslu bir gencin kendini yakmasıyla başlayan, demokrasi ve
değişim parolasıyla gelişen olaylar; Mısır, Yemen, Libya ve Suriye gibi diğer
Arap ülkelerine de sıçradı. Ortaya çıktığı ve yayıldığı coğrafyadan dolayı bu
olaylara “Arap Baharı” dendi.
·
Arap
Baharı’nın doğmasının nedenleri:
a-) Arap toplumunun
aşiret ve mezheplere dayanan yapısının çatışma yaratması
b-) Olayların
çıktığı Arap ülkelerindeki yüksek işsizlik, rüşvet ve yoksulluk
c-) Tek partili ve
tek adamlı yönetimlerin muhalefeti baskı altında tutması
d-) Modern iletişim
araçlarının (sosyal medya) kullanılmasıyla dünyadaki gelişmelerden
etkilenilmesi
·
Tunus,
Mısır, Libya ve Yemen’de iktidarlar değişti; Suriye’de ise hâlâ devam eden iç
savaş başladı.
Genel Ağ:
·
Bilgisayar
ağları üzerinden hızlı ve güvenilir biçimde haberleşmek için geliştirilen bir
tekno-lojidir (Stanford Araştırma Enstitüsü’nde kazara ortaya çıkmıştır). Genel
Ağ, insan gücüne dayanan sanayi toplumundan bilgisayarlara dayanan bilgi
toplumuna geçişi sağladı
·
İlk
elektronik posta 1971’de gönderildi. İlk web sitesi 1991’de tasarlandı. Genel
Ağ sayesinde mekan kavramı önemini yitirirken bilgiye ulaşmak anlık bir
faaliyete dönüştü
·
Fakat
Genel Ağ’daki hızlı genişleme, gelişmiş bir altyapı ve güvenlik sorununu
doğurdu. Suçlarda ve terör eylemlerinde çeşitlilik yarattı. Soğuk Savaş’taki
rekabet siber alana kaydı. Siber saldırı ve suçlar-da en büyük mağduriyeti
devletler yaşamaktadır (İlk siber saldırı 2007’de Estonya’ya yapıldı)
·
Günümüzde bilgisayar, Genel Ağ üzerinden
kültür ve toplumların değiştirilebildiği önemli bir araçtır.
·
Sosyal Medya : Bireylerin video, fotoğraf,
görüntü, yazı, fikir, karikatür, haber paylaşmak için kullandığı çevrimiçi
(online) sanal iletişim ortamlarıdır.
·
Genel
Ağ aynı zamanda yeni endüstriyel yapıların gelişmesini ve kapitalizmin
dijitalleşmesini sağladı.
·
Bugün endüstriyel üretimin büyük kısmı askerî
üretimdir.
Kapitalizm: Üretim araçlarının özel
mülkiyetin elinde olduğu ve serbest piyasa kurallarının geçerli olduğu ekonomik
sistemdir. Liberalizmin vahşileşmiş halidir.
1990 SONRASI TÜRK DIŞ
POLİTİKASI
·
1990’larda
SSCB ve Yugoslavya’nın dağılması, Türkiye’nin Balkanlar, Kafkasya ve Orta
Asya’ya yönelik politikalarını etkiledi. Ortadoğu’da yaşanan Körfez Savaşları
ise Türkiye’yi önemli güvenlik riskleriyle karşı karşıya getirdi.
·
Türkiye
bu dönemde Kafkasya’da Azerbaycan ve Gürcistan’la iyi ilişkiler geliştirirken
Ermenistan’la ilişkiler olumsuz olmuştur. Balkanlarda ise Makedonya ve
Bosna-Hersek ile iyi geçinen Türkiye’nin Sırbistan’la yıldızı pek barışmamıştır
·
1996’da
Kardak kayalıkları meselesi, Türkiye ve Yunanistan’ı savaşın eşiğine getirdi.
2000’li yıllarda kıta sahanlığı, Ege hava sahası, Ege adalarının
silahlandırılması ve özellikle Kıbrıs meselesi, Yunanistan ile derin
ayrılıklara sebep oldu
·
Türkiye
1990’larda Bulgaristan’la ilişkilerini düzeltirken Romanya ile iyi ilişkiler
kurmuş; Arnavutluk, Kosova ve Bosna-Hersek’i ise güvenilir müttefikler olarak
görmüştür.
Ortadoğu:
·
Hatay
meselesi ve 1960’lardan sonra baş gösteren su sorunu yüzünden iyi olmayan
Türkiye-Suriye ilişkileri 2000’li yıllarda düzeldi. 2003 sonrasında iki ülke,
ortak sorun olan Kürt meselesi yüzünden daha da yakınlaştı.
·
Ancak 2011’de Arap Baharı’ndan hemen sonra
başlayan Suriye İç Savaşı sırasında ilişkiler tekrar bozuldu. Türkiye
muhaliflerden oluşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun kurulmasında etkili oldu ve
Suriyeli mültecilere kucak açtı.
·
1990’larda
Türkiye-İran ilişkileri bölgesel üstünlük mücadelesi nedeniyle gergin geçerken
2002 sonrasında yumuşama görüldü. Fakat Türkiye’nin 2011’de NATO’dan Malatya’da
füze kalkanı kurmasını talep etmesi ve Suriye İç Savaşı, İran’la ilişkileri
yeniden germiştir.
·
Türkiye
ve İsrail 1990’larda iyi anlaşırken 2000’lerde Ariel Şaron’un Filistin’e
yönelik sert politikaları ilişkileri bozmuş, 2010’daki Mavi Marmara gemisi
baskınıyla da ilişkiler kopma noktasına gelmiştir.
·
Türkiye
1991’deki I. Körfez Savaşı’nda ABD’ye destek verdi ama özellikle sınır
ticaretinin durması, Türkiye’yi ciddi ekonomik kayıplara uğrattı. 2003’teki II.
Körfez Savaşı sırasında ise Türkiye’nin 1 Mart Tezkeresi ile ABD’nin Türkiye
üzerinden Irak’a saldırmasına izin vermemesi Türk-Amerikan ilişkilerin-de bir
kırılma yarattı ve ABD’nin bölgedeki Kürtlerle daha fazla yakınlaşmasına sebep
oldu. Kerkük ile ilgili gelişmeler ve özellikle 2003’te Süleymaniye’de Türk
askerlerinin başına ABD’lilerce çuval geçirilmesi Türkiye’deki ABD karşıtlığını
arttırdı.
1990’larda
Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler :
·
Türkiye
1980’den sonra dünya ekonomisiyle entegre olmak için liberal adımlar attı.
·
Türkiye
1991 ve 1994’te iki önemli ekonomik kriz yaşadı. 1991 Krizi’nde I. Körfez
Savaşı’nın etkisi vardır (Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının kapanması).
1994 Krizi’nde ise enflasyon % 114’e ulaştı, TL % 100 değer kaybetti. IMF’den
kredi alındı, yeni vergiler kondu, mevcut vergi oranları arttırıldı. 2000-2001
ekonomik krizinde ise TL’nin aşırı değer kazanması etkili oldu.
·
2007’de ABD’de başlayan ve ertesi yıl tüm
dünyaya yayılan ekonomik kriz, 1929 Ekonomik Buhranı sonrasında dünyadaki en
büyük ekonomik krizdir (Türkiye’yi de olumsuz etkilemiştir).
Cari Açık : Bir ülkenin bir yıl içindeki
ihracatı ile ithalatı arasındaki fark, cari işlemler dengesini oluşturur.
İthalat ihracattan fazlaysa aradaki farka “Cari Açık” denir.
·
28 Şubat Postmodern Darbesi : 28
Şubat 1997’de Refah-Yol hükümetine yapılan darbedir.
·
15 Temmuz Darbe Girişimi : Cemaat
olarak 1960’larda ortaya çıkan, 1980’lerde okullaşan ve kamu sektöründe
kadrolaşan, sonrasında holdingleşen FETÖ’nün planladığı darbe girişimidir. Türk
halkının direnişi karşısında başarısız olmuştur.
·
20.
Yy’da Bilime Hizmet eden Dört Türk Bilim İnsanı: Oktay Sinanoğlu (Fizik-Kimya),
Aziz Sancar (Nobel Kimya Ödülü), Fuat Sezgin (İslam Bilim Tarihi), Gazi
Yaşargil (Beyin Cerrahi).
En Genç Profesör Oktay Sinanoğlu:
·
Başkonsolos
olarak görev yaptığı İtalya’nın Bari kentinde doğan Oktay Sinanoğlu,
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliğini birincilikle
bitirmiştir. Yale Üniversitesinde yardımcı profesör olarak çalışmaya
başlamıştır. “Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı” ile profesörlüğe adım
atmıştır. 26 yaşında profesör olan Oktay Sinanoğlu, Yale Üniversitesi
tarafından son 300 yılda dünyanın en genç profesörü unvanıyla dünyaya
tanıtılmıştır. Almanya’nın en yüksek bilim ödülü olan “Alexander von Humbolt
Bilim Ödülü”nü almıştır.
·
Oktay
Sinanoğlu, bilimsel çalışmalarının yanında sosyal meselelere ve memleket
sorunlarına da kafa yormuş, eğitimin Türkçe yapılması gerektiği üzerine
konuşmalar yapmıştır.
Nobel Ödüllü Kimyacı Aziz Sancar
·
2015
Nobel Kimya Ödülü “hücrelerin hasarlı DNA’yı nasıl onardıkları ve genetik
bilgiyi nasıl koruduklarını moleküler düzeyde belirleme” alanındaki
çalışmalarından dolayı Tomas Lindahl (Tamıs Lindal), Paul Modrich (Pol-Modrik)
ve Aziz Sancar’a verilmiştir.Aziz Sancar, bilim alanında Nobel ödülü kazanan
ilk Türk bilim insanı olmuştur. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde bilimin
ilerlemesi için faaliyetlerde bulunan Dünya Bilim Akademisinin (TWAS) Nobel
Kimya Ödülü’nü kazanan yedinci üyesidir.
·
Aziz
Sancar, Mardin’in küçük bir kasabasında sekiz çocuklu bir ailenin yedinci
çocuğu olarak doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesini 1969 yılında bitirmiş, Dallas
Texas Üniversitesinde Moleküler Biyoloji dalında doktorasını tamamlamıştır. Yale
Üniversitesinde DNA onarımı dalında doçentlik tezinden sonra DNA onarımı, hücre
dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını
sürdürmüştür. 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayımlamıştır.
İslam Bilim Tarihçisi Fuat Sezgin
·
24
Ekim 1924’te Bitlis’te doğan Fuat Sezgin, Alman şarkiyatçı Helmut Ritter
(Helmut Riter) tarafından verilen bir seminere katılmış ve onun etkisi altında
kalarak İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsüne kaydolmuştur.
1960 Askerî Darbesi sonrası üniversitelerden men edilen 147 akademisyen
arasında bulunan Sezgin, çalışmalarını yurt dışında sürdürmüştür.
·
1965
yılında Câbir İbn Hayyân konusunda ikinci doktora tezini Frankfurt
Üniversitesinde yazmış ve bir yıl sonra profesör unvanını kazanmıştır.
·
Fuat
Sezgin, sahasında yazılan en kapsamlı eser olan 17 ciltlik “Arap-İslam Bilim
Tarihi”nin ilk cildini, 1967 yılında yayımlamıştır. 1982’de Johann Wolfgang
Goethe Üniversitesine bağlı Arap-İslam İlimleri Tarihi Enstitüsünü kurmuştur.
·
Frankfurt´ta
İslam Bilim Tarihi Müzesi kurmuştur. dünyanın her yerinden büyük bir özenle
topladığı 45 bin cilt kitaptan oluşan Bilimler Tarihi Kütüphanesi bulunmaktadır.
·
Prof.
Dr. Fuat Sezgin’in çalışmalarıyla yaklaşık 700 eseri barındıran ikinci bir
müze, 2008 yılında İstanbul Gülhane Parkı içerisinde açılmıştır. 30 Haziran
2018 tarihinde vefat etmiş ve İstanbul Gülhane Parkı’na defnedilmiştir.
Yüzyılın Beyin Cerrahı Gazi Yaşargil
·
Prof.
Dr. M. Gazi Yaşargil, 6 Temmuz 1925’te babasının kaymakamlık yaptığı
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğmuştur. 1943’te Almanya Friedrich Schiller
(Firedrik Şiller) Üniversitesinde tıp tahsiline başlamış, İsviçre Basel
Üniversitesinden 1949’da mezun olmuştur. 1965’te profesör, 1973’te ordinaryüs
profesör olmuştur.
·
1957-1965
yılları arasında parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının
tedavisine yönelik ameliyatlar yapmıştır. Kendisine yüzyılın beyin cerrahı ve
dünya tıp tarihine geçen 50 hekimden biri unvanı verilmiştir.
Türkiye’deki
Bilimsel ve Teknolojik Gelişmeler
·
Türkiye
2000’li yıllarda ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ, OTOKAR ve TÜBİTAK gibi devlet
kurumları ve özel sermayeli savunma kuruluşları ile birbirinden önemli askerî
projeleri hayata geçirmiştir.
·
TÜRKSAT: Türksat 2A uydusu, 2001’de
uzaya fırlatılmıştır.
·
Türksat
3A haberleşme uydusu, 13 Haziran 2008’de yörüngesine yerleştirilmiştir.
·
Türkiye’nin
ilk yerli tasarım ve üretim alçak yörünge haberleşme uydusu Türksat 3USAT
2013’te, Türksat 4A - 2014’te, Türksat 4B 2015’te fırlatılarak yörüngesine
yerleştirilmiştir.
·
ANKA: TUSAŞ mühendisleri tarafından
tasarlanan ve birçok yerli alt yüklenici firmanın da görev aldığı Türk insansız
hava aracı “ANKA”nın üretim ve montajı 2010’da tamamlanmıştır. ANKA, kendi
kategorisinde dünyanın en iyi operatif sistemi olmayı amaçlamaktadır.
·
HÜRKUŞ: HÜRKUŞ-A, 29 Ağustos 2013’te
ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiştir. HÜRKUŞ, Avrupa Sivil Havacılık
Otoritesinden Tip Sertifikası alan ilk Türk uçağı olmuştur.
·
GÖKTÜRK: TSK ile kamu kurum ve
kuruluşlarının görüntü ihtiyacını karşılamak amacıyla uydu ve görüntülerin
alınacağı, işleneceği ve uydunun kontrolünün yapılacağı yer istasyonu
geliştirme projesidir.
·
2012
yılında görev yörüngesine yerleştirilmiş olan GÖKTÜRK-2, ülkemizde özgün olarak
geliştirilen ilk yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusudur.
·
ALTAY: Ülkemizde geliştirilmekte olan
yeni nesil bir ana muharebe tankıdır. Tankın geliştirilmesi çalışmalarına 30
Mart 2007’de Millî Tank Üretim Projesi çerçevesinde başlanmıştır. Altay’ın iki
proto tipi 15 Kasım 2012’de Türk ve dünya kamuoyuna sunulmuştur.