3. ÜNİTE SOĞUK
SAVAŞ DÖNEMİ
Kavram
Olarak: Silahlı
çatışmaya dönüşmeyen, taraflar arasında ideolojik, ekonomik, siyasal,
jeopolitik ve sınırlı askerî çatışmayı / mücadeleyi ifade eder. Doğrudan karşı
karşıya gelmekten çekinen taraflar, korkutma ve propaganda gibi yöntemlerin
tümünü kullanarak birbirine üstünlük sağlamaya çalışır. Bu kavram ilk kez
1947’de ABD’li Bernard Baruch tarafından kullanıldı.
Tarihî
Olarak: II.
Dünya Savaşı’ndan sonra yeni dünya düzeninin süper güçleri olarak ortaya çıkan
ABD ile SSCB arasında 1947’de başlayan ve SSCB’nin dağıldığı 1991’de sona eren
gergin ve tehlikeli dönemdir (1947-1991).
İki taraf doğrudan karşı karşıya gelmeye çekinmiş ama müttefik ve uydu
devletlerinin de katıldığı, dünyanın birçok bölgesini etkileyen, hatta uzaya
taşınan bir üstünlük mücadelesi
yaşanmıştır. Özellikle 1962’daki Küba Krizi’ne kadar çok yoğun yaşanan bu
mücadele, 1962’den sonra “Yumuşama Dönemi” olarak bilinen, öncesine göre daha
sakin bir döneme girmiştir.
·
Soğuk
Savaş Dönemi’nde dünya iki kutuplu (Doğu/Batı Bloku) bir hale gelmiştir. Batı
Bloku’nun lideri kapitalist ABD, Doğu Bloku’nunki ise komünist SSCB’dir. Bu iki
devlet kendi çıkarları doğrultu-
sunda dünyanın birçok bölgesine müdahale etmiş ve gerginliklere, savaşlara
sebep olmuştur.
Dünyanın İki
Kutuplu/Bloklu Hale Gelmesinin Sebepleri :
1-) ABD’nin Monroe Doktrini ve
tarafsızlık politikasını terk ederek Amerika kıtası dışına yönelmesi.
2-) 1917 İhtilali sonrası iç savaş
yaşayan SSCB’nin toparlanması ve II. Dünya Savaşı’ndan en güçlü çıkan 2 ülkeden
biri olması (Diğeri ABD).
3-) SSCB’nin devrimi ve sosyalizmi
tüm dünyaya yaymak istemesi.
4-) Komünizmi tehdit olarak gören
Batılı ülkelerin SSCB’ye karşı ABD’ye güvenmesi, ona yanaşması.
5-) II. D.S. sonrasında havacılık
ve uzay alanında bu iki devletin ön plana çıkması.
6-) II. D.S. öncesinde dünya
siyasetini belirleyen İngiltere ve Fransa’nın + savaşı kaybeden Almanya,
Japonya ve İtalya’nın zayıflaması üzerine ABD ve SSCB’nin dünyanın yeni süper
güçleri haline gelmesi
DOĞU VE BATI
BLOKLARININ SİYASÎ, ASKERÎ VE EKONOMİK ADIMLARI
·
Truman Doktrini
(1947) :
ABD Başkanı Harry Truman’ın
SSCB tehdidine karşı hazırladığı plândır. Buna göre ABD, komünizm tehdidi
altındaki ülkelere askerî ve ekonomik yardım yapacaktır.
·
Kominform (1947) :
SSCB’nin Truman Doktrini ve
Marshall Plânı’na karşı kurduğu siyasî örgüttür. Dünyadaki komünist ülkeler ve
partileri çatısı altında toplamıştır (1943’te dağıtılan Komintern’in yerine
kurulduğunu söyleyebiliriz).
·
Marshall Plânı (1947)
:
ABD Dışişleri Bakanı
Marshall’ın hazırladığı ve anti-komünist hedefleri olan bir “ekonomik yardım
paketi”dir (Truman Doktrini’nin bir sonucudur). Marshall Plânı çerçevesinde
aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 Avrupa ülkesine ABD tarafından ekonomik
yardım yapılmıştır. Yakın komünizm tehdidi yaşayan Türkiye’ye yaklaşık 100
milyon, Yunanistan’a ise 300 milyon dolar karşılıksız yardım yapılmıştır (Yardımlar
1948-1951 yılları arasında yapılmıştır).
·
Molotof Plânı (1947)
:
SSCB Dışişleri Bakanı
Molotov’un Marshall Plânı’na misilleme
olarak COMECON üyesi ülkeler için hazırladığı “ekonomik yardım ve kalkınma
plânı”dır. Fakat başta Çekoslovakya olmak üzere bazı COMECON ülkelerinin Marshall
Plânı’na katılmak istemesi ve 1950’li yıllardaki birçok siyasî gelişme
nedeniyle Molotof Plânı başarısızlığa uğramıştır.
·
Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET-1957) :
Batı Bloku’na mensup Avrupa
ülkeleri tarafından Avrupa’nın önce ekonomik, sonra siyasî bütünleşmesi için
kuruldu. 1992’de Avrupa Birliği adını aldı
·
COMECON (1949) :
SSCB tarafından komünist
ülkelerin “ekonomik” iş birliği için kurulan örgüttür.
·
NATO (Kuzey Atlantik
Antlaşması Birliği (1949) :
ABD öncülüğündeki Batılı
ülkeler tarafından komünizmin ve SSCB’nin Avrupa’daki yayılmasına karşı
kurulmuş “askerî” bir örgüttür. (Türkiye 1952’de NATO’ya resmen üye oldu).
·
Varşova Paktı (1955)
:
SSCB öncülüğündeki Doğu Bloku
ülkeleri tarafından NATO tehdidine karşı kurulan “askerî” örgüttür (1991’de SSCB
dağılınca bu örgüt de tarihe karıştı).
Berlin Buhranı (1948) :
·
Almanya’nın
tamamı gibi Berlin şehri de 4 nüfuz bölgesine ayrılmıştı. Fakat şehir SSCB
kontrolünde bulunan Doğu Almanya’nın ortasında olduğu için ABD, İngiltere ve
Fransa Berlin’de kendi bölgelerine gitmek için SSCB işgal bölgesinden geçmek
zorundaydı. Bu durum ve özellikle ABD’nin bu geçişleri şova dönüştürmesi,
SSCB’yi rahatsız ediyordu.
·
ABD,
İngiltere ve Fransa Berlin’de kendilerine ait bölgeleri birleştirip Trizonia’yı (Üçlü Bölge) oluşturunca
SSCB Batı Berlin’e giden kara yolunu kapattı. Bunun üzerine ABD bir hava
köprüsü kurarak Batı Berlin’in ihtiyaçlarını karşıladı.
·
1949’da
önce Federal Almanya (Batı almanya), sonra Demokratik Almanya (Doğu Almanya)
isimli 2 devlet kuruldu. Berlin şehri de Almanya gibi ikiye bölündü. Bu
gelişmeler dünyanın Doğu-Batı olarak ikiye ayrıldığının ve Demir Perde’nin en
bariz kanıtıdır (Sonraki yıllarda Demir Perde kavramı daha çok Doğu Bloku
ülkeleri için kullanıldı. Bu ülkelere “Demir Perde Ülkeleri” dendi).
Avrupa Birliği :
·
İki
dünya savaşı yaşayan Avrupalı siyasetçiler bundan ders çıkararak birleşme
plânları yaptılar. Fakat siyasî birleşme için önce ekonomik birleşmenin şart
olduğunu anladılar. Bu amaçla 6 Avrupa ülkesi 1952’de Paris Antlaşması’nı imzalayarak Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu kurdular (Fransa, Almanya,
İtalya ve Benelüx ülkeleri). Bu 6 ülke 1957’de Roma Antlaşması ile Avrupa
Ekonomik Topluluğu (AET)’nu kurdular
·
1967’de Brüksel
Antlaşması ile Avrupa Topluluğu (AT)
kuruldu.
·
1992’de Maastricht
Antlaşması ile örgütün adı Avrupa
Birliği (AB) olarak değiştirildi.
·
Türkiye
örgüte katılmak için 1959’da resmen başvurdu. 1963’te örgütle Ankara Antlaşması’nı imzalayan Türkiye,
1996’da Gümrük Birliği’ne dahil oldu. Ama hâlâ AB’ye üye olmuş değil
ASYA VE AFRİKA’DAKİ
SÖMÜRGELERİN BAĞIMSIZLIK MÜCADELELERİ
·
Emperyalistler
II. Dünya Savaşı’nda birbirleriyle uğraşırken sömürgeleri daha rahat hareket
etti. Savaştan sonra sömürgelerde başlayan bağımsızlık hareketleriyle
sömürgecilik bitme noktasına geldi.
·
Tabi
Mustafa Kemal’in çeyrek asır önce Anadolu’da emperyalistlere karşı başlattığı
Kurtuluş Savaşı, sömürge durumundaki halklara bu bağımsızlık mücadelelerinde
örnek teşkil etti. 20. yy’da emperya-
lizme ilk büyük darbeyi vuran M. Kemal, emperyalistlerin de mağlup
edilebileceğini mazlum halklara göstermiştir.
·
1919’da Hindistan
bağımsızlık hareketinin başına geçen Mahatma
Gandi, İngilizlere karşı pasif direnişe geçti. Hindistan ve Müslüman
Pakistan 1947’de bağımsızlıklarını ilan ettiler (Pakistan’ın kurucusu: Muhammed Ali Cinnah). Doğu Pakistan,
1971’de Bangladeş adıyla bağımsız oldu.
·
Osmanlı
zamanında “Dayı” denen valiler tarafından yönetilen Cezayir, 1830’da Fransa tarafından işgal edilmişti. 20. yy’da
Cezayir’de yurtsever ve bağımsızlıkçı hareketler görüldü. Fransa 1945’te bu
ülkede yaptığı Setif Katliamı’nda 40
bin Cezayirli hayatını kaybetti. 1954’te başlayan isyan, Cezayir’in 1962’deki Evian Antlaşması’yla bağımsızlığını kazanmasına dek sürdü.
Fransızlar, Cezayir bağımsızlık mücadelesi sırasında 1,5 miyon Cezayirliyi
öldürmüştür.
·
Güney Afrika’da 1948-1994 arasında ırk
ayrımcılığını dayana Apartheid Rejimi uygulanmış ve ülkede çoğunluğu
oluşturan siyahîler, azınlıkta olan Avrupa kökenli beyazlar tarafından
ezilmiştir. Hayatını mücadeleye adamış ve 27 yıl hapis yatmış Nelson Mandela, 1994’te ülkenin ilk
siyahî cumhurbaşkanı seçilmiş, Apartheid uygulamaları son bulmuştur.
Afrika Birliği Örgütü
: Afrika
ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanması ve sömürgeciliğe son verilmesi için
1963’te Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da kuruldu.
BAAS Rejimleri :
·
Panarabizm’i
(Birleşik bir Arap devleti ideali) hedefleyen Baas Partisi, 1943’te Suriye’de
kuruldu (Marksist ve Arap milliyetçisi olan Mişel Eflak ve Salah Bitar
tarafından).
·
1958’de
Mısır ve Suriye birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti adını aldı (1961’de tekrar
ayrıldılar).
·
İlk
Baas Partisi Suriye’de kurulmasına rağmen, ilk önce Irak’ta iktidara gelmiştir
(1968’de askerî bir darbeyle). 1970’te Suriye’de de Hafız Esad
önderliğindeki Baas Partisi askerî darbeyle iktidara geldi.
·
Suriye
Baas Partisi, 1982’de Hama’da Müslüman Kardeşler’in başlattığı isyanı
kanlı biçimde bastırdı. 2011’de Arap ülkelerinde başlayan Arap Baharı,
Suriye’yi de etkiledi ve ülkede iç savaş başladı.
·
Irak
Baas Partisi’nin başına 1979’da geçen Saddam Hüseyin’in seküler (laik)
politikaları Şiileri, Arap milliyetçisi politikaları ise Kürtleri rahatsız
etti. 1980-1988 arasında İran ile savaşan Saddam, 1988’de Halepçe
kasabasına kimyasal saldırı düzenledi, 5 bin Kürt katledildi. Saddam’ın 1990’da
Kuveyt’i işgal etmesi üzerine 1991’de
ABD öncülüğündeki Batılılar I. Körfez
Savaşı’nda Irak’ı yendi. 2003’te
yapılan II. Körfez Savaşı sonrası
Saddam idam edildi, ülkede iç savaş başladı.
·
NOT: Suriye’deki Baas Partisi Alevi
liderler, Irak’taki ise Sünni liderler tarafından yönetildiği için
farklıdırlar. Ortak noktaları Arap milliyetçiliğidir. Soğuk Savaş döneminde
Suriye SSCB’ye, Irak ise ABD’ye yakın durmuştur
SOĞUK SAVAŞ
DÖNEMİ’NDE (1947-1991) SOSYOKÜLTÜREL,
EKONOMİK VE BİLİMSEL GELİŞMELER
·
II.
Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada hızlı bir nüfus artışının görülmesiyle
kentleşme arttı. Metropol (büyük ve
kalabalık şehir) kavramı ortaya çıktı. Şehir merkezlerini güvenli bulmayan
zenginler, banliyölere taşındı. Otomobil ve uçak kullanımının artmasıyla ulaşım
kolaylaştı.
·
Teknolojideki
hızlı gelişmelerle enformasyon (bilgi) çağına girildi. Ekonomi ve ticarette
globalleşme (küreselleşme) yaşandı. Üçüncü dünya ülkelerinden Batı dünyasına
yapılan göçler, metropollerin kenarında “varoş”
denen kenar mahallelerin oluşumunu başlattı.
Beat Kuşağı (1950’ler) : ABD
toplumunun değerlerine karşı olan şair ve
yazarların başlattığı, tüketim toplumuna karşıt bir harekettir, politik
değildir. Üyelerine Beatnik denir. Beatnikler
arasında Elvis Presley ve onun Rock’n Roll müziği popülerdir
Hippi Kuşağı (1960’lar): 1963’te
California’da Beatniklerin tüketim toplumu karşıtlığını daha da ileri götüren
Hippi Hareketi doğdu. Hippiler politiktir; barıştan yana, şiddete karşıdırlar.
ABD’nin Vietnam’ı işgalini protesto etmişlerdir. Favori sanatçıları: Beatles
Grubu, Bob Dylan, Janis Joplin ve Joan Baez.
·
1951’de
Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin katılacağı Akdeniz Olimpiyatları yapılmaya
başlandı.
·
SSCB
ilk defa 1952 Helsinki Olimpiyatları’na davet edildi (Dünya barışını sağlamaya
yönelik bir adım)
·
1972
Münih Olimpiyatları basketbol finalinde SSCB’nin ABD’yi yenmesi büyük ses
getirdi. Fakat aynı SSCB 1979’da Afganistan’ı işgal edince Türkiye’nin de
içlerinde olduğu 80 ülke, 1980 Moskova Olimpi-
yatları’nı boykot etti (Spor sık sık siyasî çekişmelere alet edildi,
rekabet aracı olarak kullanıldı).
·
ABD-SSCB
rekabeti uzay çalışmalarına da yansıdı. SSCB ilk yapay uydu Sputnik’i 1957’de dünya yörüngesine
yerleştirdi. Böylece “uzay çağı” başladı. 1961’de Sovyet kozmonot Yuri Gagarin uzaya çıkmayı başaran ilk
insan oldu. Gagarin, Vostok adlı
uzay aracıyla Dünya’nın çevresini döndü.
·
ABD
kısa sürede uzay yarışında SSCB’yi yakalayıp geçti; 1958’de NASA kuruldu, 1969’da ABD’li
astronot Neil Armstrong Ay’a ayak
basan ilk insan oldu.
·
1973’te
DNA’nın kimyasal yapısının çözülmesi de önemli bir bilimsel gelişmedir.
Çevreleme Politikası:
·
ABD’nin
SSCB’nin yayılmacı politikasına karşı izlediği genel politikanın adıdır. Amaç;
SSCB’nin kendi sınırları içerisinde kalmasını sağlamaktır. Askerî, ekonomik ve
diplomatik unsurlar içeren bir politikadır.
SOĞUK SAVAŞ
DÖNEMİ’NDE TÜRK DIŞ POLİTİKASI
·
Kurtuluş
Savaşı sırasında ve sonrasında Türkiye’nin en önemli destekçisi olan SSCB, II.
Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye yönelik politikasını değiştirdi. Stalin’in
Doğu Anadolu’dan toprak, Boğazlarda ise hak talep etmesi; Türkiye’nin SSCB’den
uzaklaşıp ABD’ye yakınlaşmasına sebep oldu. 1947’deki Truman Doktrini ve
Marshall Yardımı, Türk dış politikasını köklü biçimde değiştirdi:
a-)
Türk toplumunda ABD sempatizanlığı yayılırken SSCB en çok korkulan dış tehdit
haline geldi.
b-)
En tehlikeli iç tehdit sayılan irtica, yerini komünizme bıraktı.
c-)
Türkiye, SSCB’nin saldırgan tutumu karşısında ABD ve Batı’nın yanında yer aldı.
d-)
Türkiye,dış politikasının merkezine ABD’yi yerleştirdi; ABD’nin içinde olduğu
kuruluşlara katıldı.
e-)
Hızlı bir dışa açılım sürecine giren Türkiye, zamanla ABD’ye “bağımlı” hale
geldi.
Kore Savaşı
(1950-1953) :
·
1945’te
SSCB Kore’nin kuzeyini, ABD ise güneyini işgal etmişti (Sınır 38. paraleldi).
ABD 1948’de “Güney Kore Cumhuriyeti”ni kurarken, SSCB de aynı yıl kuzeyde “Kore
Halk Cumhuriyeti”ni kurdu. Böylece Kore resmen ikiye bölündü
·
Ancak
ABD’yi Asya’dan atmak isteyen SSCB’nin isteği üzerine Kuzey Kore ordusu 1950’de
Güney Kore’ye girdi. BM’yi arkasına alan ABD, General Mac Artur komutasında
savaşa dahil oldu ve Güney Kore’ye destek verdi. Kuzey Kore ordusu tekrar 38.
Paralelin kuzeyine püskürtüldü
·
Sovyet
tehdidine karşı NATO’ya girmek ve böylece ordusunu modernize etmek isteyen
Türkiye de Kore’ye bir tugay (6 bin asker) göndererek Güney Kore’ye destek
oldu. Bu hamle Türkiye’nin 1952’de
NATO’ya girmesini sağladı. Kore ise hâlâ birleşemedi.
DEMOKRAT PARTİ
DÖNEMİ’NDE (1950-1960) TÜRKİYE’DEKİ İÇ GELİŞMELER
Dörtlü Takrir (Dörtlü
Önerge) :
·
1945’te
“Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu”nun TBMM gündemine gelmesi, CHP içinde
tartışmalara yol açtı. Parti milletvekillerinden Celal Bayar, Adnan Menderes,
Fuat Köprülü ve Refik Koraltan liberalleşme isteklerini “Dörtlü Takrir” adı
altında Meclis’e sundu. Bu öner- genin
reddedilmesi üzerine bu 4 isim CHP’den ayrılarak 1946’da Demokrat Parti’yi
resmen kurdu (Aslında 1945’te Millî Kalkınma Partisi’nin kurulmasıyla tek
partili dönem sona ermişti ama bu yeni parti halktan pek destek görmemişti).
·
1946
seçimlerini CHP kazandı ama 1950’deki
seçimleri kazanan Demokrat Parti (DP), 27 yıllık CHP dönemine son verdi.
27 Mayıs 1960 Askerî
Darbesi :
·
Kendilerine
“Millî Birlik Komitesi” diyen bir grup subay, yönetime el koyarak DP’yi tasfiye
etti (27 Mayıs 1960). Bu darbe, aynı zamanda, Cumhuriyet tarihinin ilk askerî
darbesidir. DP üyeleri Yassıada’daki askerî mahkemelerde yargılandı.
·
Başbakan
Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan
Polatkan idam edildi. 1961’de yeni bir Anayasa kabul edildi.
·
Aynı
yıl yapılan seçimlerle Türkiye’de koalisyon hükümetleri dönemi başladı. Cemal
Gürsel yeni Cumhurbaşkanı oldu. 1965 seçimlerini Adalet Partisi (AP) kazandı
ama bu süreç 1971 Askerî Muhtırası ile bir kez daha kesintiye uğradı.
·
NOT: 1961’de Cemal Gürsel’in emriyle
Türk ordusunun binek araç ihtiyacını karşılamak için Eskişehir’de Türkiye’nin
ilk yerli otomobili olan DEVRİM üretildi ama tanıtımı sırasındaki bazı
talihsizliklerden dolayı bu proje rafa kaldırıldı.