Tarih Ansiklopedisi

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi/ 1.Ünite

  Favorilerden Çıkar   Favorilere Ekle

1. ÜNİTE:

İKİ KÜRESEL SAVAŞ ARASINDA DÜNYA

 

I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)

I. DÜNYA SAVAŞININ NEDENLERI:

Ø Sanayi inkılabı sonrası Avrupalı devletler arasında çıkan Sömürgecilik yarışı

Ø Milliyetçilik akımı sonrası çıkan isyanların Avrupalı devletleri karşı karşıya getirmesi

Ø Devletler arasındaki Bloklaşma ve silahlanma yarışı

Ø Almanya ile Fransa arasında yaşanan Alsace-Lorraine sorunu

Ø Rusların,  Balkanlarda izlemiş olduğu Panslavizm politikasından, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun rahatsızlık duyması

Ø Rusya’nın sıcak denizlere inmek istemesi

Ø İtalya’nın Akdeniz’e hakim olmak istemesi

Not: Avusturya-Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ın, Bosna-Hersek gezisi sırasında bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi ile 28 Haziran 1914 tarihinde I. Dünya Savaşı başlamıştır.

I.DÜNYA SAVAŞINDA TARAFLAR:

İTILAF DEVLETLERI:

Ø İngiltere: Savaştan en güçlü devlet olarak çıktı.

Ø Fransa: Savaştan En kârlı çıkan 2. devlettir, Ortadoğu’yu İngiltere ile bölüştü.

Ø Rusya: Savaş devam ederken yaşanan Bolşevik Devrimi sonrasında, savaştan çekildi.

Ø İtalya: Savaş devam ederken, İttifak Bloğundan ayrılarak, İtilaf Devletlerinin yanına geçmiş

Ø ABD: Ticaret gemilerinin, Almanlar tarafından batırılmasıyla I.Dünya Savaşına girdi.

Ø Yunanistan, Romanya, Sırbirtan ve Portekiz

İTTIFAK DEVLETLERI:

Ø Almanya: Versay Ant. ile askerî ve ekonomik olarak çökertildi (II. D.S.’nın önemli bir nedeni)

Ø Avusturya-Macaristan İmparatorluğu: Dağıldı, topraklarında yeni devletler ortaya çıktı.

Ø Osmanlı Devleti: İttihat ve Terakki partisinin girişimleriyle Almanya’nın yanında savaşa girildi.

Ø Bulgaristan: Sonradan İttifak Devletlerinin yanında savaşa girdi. (Çanakkale Sav.’ndan sonra)

NOT:  İttifak Devletleri ile İtilaf Devletleri 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen savaştır. Savaş, İtilaf Devletlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Dünya savaşı olarak adlandırılmasının nedeni, bu savaşın birçok devleti etkilemiş olmasıdır

PARIS BARIŞ KONFERANSI  (18 OCAK 1919) :

Ø Dünya Savaşı sonrasında, İtilaf Devletleri ile İttifak Devletleri arasında imzalanacak olan barış antlaşmalarının şartlarını belirlemek amacıyla toplanmıştır.

Ø Konferansta; ABD’nin yalnızlık politikasına (Monroe Doktirini) geri dönmesini fırsat bilerek, İngiltere ve Fransa’nın lehine kararlar alınmıştır.

Ø Konferansta; ABD’nin isteği ile Milletler Cemiyeti’nin kurulması kararlaştırılmıştır.(1920’lerde uluslarası sorunlar İngiltere ve Fransa’nın etkisindeki bu örgüt tarafından bu iki devletin çıkarı doğrultusunda çözüldü).

Ø Konferansta; İtilaf Devletleri Osmanlı topraklarını paylaşma konusunda anlaşmaya varamadıkları için Sevr Antlaşması  sonraya bırakılmıştır.

Ø Konferansta; İngiltere ve Fransa Wilson İlkeleri’ni dikkate almayarak kendi çıkarları doğrultusunda barış antlaşmaları imzalamışlardır.

NOT: Teklifleri reddedilen İtalya konferansı terk etti, İtalya’ya vaat edilmiş olan Batı Anadolu Yunanistan’a verildi. Konferansta temsil edilmeyen 3 devlet: Almanya, Osmanlı ve SSCB. 

DÜNYA SAVAŞI SONRASI IMZALANAN ANTLAŞMALAR:

Ø Almanya ile Versay Ant.  (Versailles)

Ø Avusturya ile Sen-Jermen Ant. (Saint-Germain)

Ø Macaristan ile Triyanon Ant. (Trianon)

Ø Bulgaristan ile Nöyyi Ant. (Neuilly)

Ø Osmanlı Devleti ile “Sevr” Barış Antlaşmaları imzalanmıştır. (En son imzalanan antlaşmadır.)

NOT: Sovyet Rusya’nın I. Dünya Savaşından çekilmesiyle, İttifak Devletleri ile Sovyet Rusya arasında 1918’de Brest-Litowsk Antlaşması imzalandı. Sovyet Rusya bu antlaşmayla Kars, Ardahan ve Batum’u da Osmanlıya geri vermiştir. (1878 Berlin Ant. ile kaybedilmişti).

I. DÜNYA SAVAŞI SONRASI IMZALANAN ANTLAŞMALARIN ÖZELLIKLERI

(Wilson İlkelerine aykırı yönleri):

Ø Yenilen devletlerden topraklar alınmış ve toprakları işgal edilmiş.

Ø Yenilen devletler parçalanarak yeni devletler kurulmuş.

Ø Yenilen devletlere askerî sınırlamalar getirilmiş. (Özellikle Almanya ve Osmanlı’ya)

Ø Yenilen devletlere, ağır savaş tazminatları (“tamirat borcu” adı altında) ödetilmiştir.

Ø Selfdeterminasyon (ulusların kendi kaderini tayin hakkı) ilkesi adil uygulanmamıştır.

Ø Sömürgecilik “manda ve himaye” adı altında devam ettirilmiştir.

NOT: Yenilen Devletlerle imzalanan antlaşmaların ağır koşullar içermesi, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden olmuştur.

MONROE DOKTRINI (1823) : YALNIZLIK POLITIKASI

Ø ABD Başkanı James Monroe tarafından 1823’te kongreye sunulan ve ABD’nin tarafsız bir politika izleyeceğini ve öncelikli amacının ülke güvenliği olduğunu açıklayan bir bildiridir. Avrupa’nın iç işlerine karışılmayacağı belirtilmekte; aynı şekilde Avrupalı devletlerin de ABD’nin içişlerine karışmaması ve Latin Amerika’da sömürgecilik yapmaması  istenmektedir.

Ø I. Dünya Savaşı sırasında bu doktrini terk eden ABD, savaştan sonar Monroe Doktrini’ni yeniden hayata geçirmiş ve Dünya siyasetinde aktif olmak yerine yalnızlık politikasına dönmüştür.

NOT: II. Dünya savaşından sonra, SSCB’nin giderek güçlenmesi ve ABD için bir tehdit oluşturması nedeniyle Monroe Doktrini kalıcı bir şekilde terk edilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, Dünya siyasetinin ve düzeninin şekillenmesinde başrolde bulunmuştur

DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI:

Ø Rusya, Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya Macaristan imparatorlukları yıkılarak yerlerine yeni devletler kurulmuştur. (Yugoslavya,Çekoslovakya, Polonya, Estonya, Letonya  ve Litvanya gibi devletler kuruldu.)

Ø Dünya barışını korumak amacıyla 1920’de Milletler Cemiyeti kurulmuştur.

Ø Sömürgeciliğin yerini Manda ve Himaye almış, sömürge rekabeti Uzak Doğu’dan Orta Doğu’ya kaymıştır.

Ø Milliyetçilik güçlenmiş ve totaliter baskıcı rejimler ortaya çıkmıştır. (Faşizm, Nazizm, Komünizm)

Ø Yeni kurulan devletlerin sınırları belirlenirken etnik yapıya dikkat edilmemesi, “Azınlıklar Sorunu”nun ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ø Yaklaşık 10 milyon insan hayatını kaybetmiştir.

VERSAY BARIŞ ANTLAŞMASI (28 HAZIRAN 1919):

Ø I. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan ilk antlaşmadır.

Ø Almanya, demir ve kömür bakımından zengin Alsace Lorraine ve Saar bölgelerini Fransa’ya verdi.

Ø Avusturya ile birleşmemeyi taahhüt etti, ayrıca Polonya ve Çekoslovakya’nın bağımsızlığını tanıdı.

Ø Almanya tüm sömürgelerinden vazgeçti (İngiltere, Fransa, Belçika ve Japonya bunları ele geçirdi).

Ø Almanya’da mecburi askerlik kaldırıldı, ordusu 100 bin kişiyle sınırlandırıldı, uçak ve denizaltı yapması yasaklandı.

Ø Tamirat borcu adı altında çok ağır bir tazminat ödemeye mahkum edildi.

NOTSorunları çözeceğine yeni sorunlar üreten bu antlaşma, II. Dünya Savaşı’nın en önemli nedenlerindendir. 

SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB), ORTA ASYA’DAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI

Ø Rus Çarlığı 1881’de Türkmenistan’ı ele geçirerek Türkistan’ın işgalini tamamladı.

Ø Nüfusun çoğunluğunu oluşturan yoksul işçi ve köylülerin tepkisi 1905 Devrimi’ne sebep oldu. Çar tepkileri azaltmak için halkın temsil edileceği DUMA isimli meclisi açtı ama Petersburg ve Moskova’da kurulan ve “Sovyet” denen işçi danışma kurullarını da sert müdahalelerle kapattı. 

BOLŞEVIKRus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nde Vladimir İlyiç Lenin’in önderlik ettiği gruptur. Marksizm’i ve bilimsel sosyalizmi savunur. Bolşevik kelimesinin anlamı “çoğunluk”tur (1903 parti kongresinde çoğunluğu elde ettikleri için bu ismi aldılar). 7 Kasım 1917’de Çarlık Rusyası’nı yıkan ve SSCB’yi kuran Ekim Devrimi’ni gerçekleştirdiler

MENŞEVIKRus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nde Julius Martov’un önderlik ettiği gruptur. Kelime anlamı “azınlık”tır (1903 kongresinde azınlıkta kaldılar). Batı Avrupa tarzı bir sosyal demokrasiyi savunurlar.

ÇARLIK RUSYASININ YIKILMASI VE BOLŞEVIK İHTILALI:

§  Rusya’nın St.Petersburg şehrinde kadın işçilerin başlattığı grev ülke çapında büyümüş ve Devrim hareketine dönüşmüştür. 1917’de Rusya’daki halk hareketi sonrası Bolşevik İhtilalı yaşanmıştır. Bolşevik Devrim hareketi sonrasında;

§  Çarlık rejimi yıkılmış, Çar II. Nikola tahttan çekilmiştir. Duma adı verilen Rus Meclisi üyeleri tarafından geçiçi hükümet kurulmuş ve devlet yönetilmştir.

§  Sürgündeki Rus lider Vladimir İlyiç Lenin’in Petersburg’a dönmesiyle birlikte,”Barış, toprak ve ekmek” vaadiyle harekete geçen Bolşevikler, Duma adı verilen meclisi kapatmış ve yönetimi ele geçirmiştir.

§  Ruslar, 1918’de imzaladıkları Brest Litowsk Antlaşmas  ile I.Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir.

§  Dış güçlerin desteklediği Çar yanlısı “Beyaz Ordu” ile Bolşevik yanlısı ‘’Kızıl Ordu’’ arasında 1917-1920 yılları arasında üç yıl süren iç savaş çıkmış ve Bolşeviklerin zaferi ile sonuçlanmıştır.

§  İç savaştan zaferle ayrılan Lenin,“N.E.P.” (Yeni Ekonomik Politika) adı verilen ekonomik politikayı 1921’de ilan etmiştir. (Not: 1921-1927 yılları arasında uygulanan NEP ekonomik politikasıyla, köylü, küçük esnaf, tüccar ve yabancı sermayeye kolaylık sağlanmış; bankalar, büyük sanayi kuruluşları ve ulaşım devlet kontrolüne bırakılmıştır. NEP, sosyalist ekonomi içindeki kapitalist bir uygulamadır.)

§  1923’te Rus İmparatorluğu, resmen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) dönüştü.

§  Lenin’in 1924’te ölümü üzerine, Joseph Stalin iktidara gelmiş ve SSCB’yi 1953 yılına kadar yönetmiştir.

§  Stalin, köylülerin küçük topraklarını “Kolhoz” denen büyük çiftlikler şeklinde birleştirerek ”Kolektifleştirme” politikası izlemiş ve özel mülkiyete tamamen son vermiştir.

§  Stalin döneminde ağır sanayi hızla gelişmiştir. 1927’den itibaren NEP’in yerine, Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planları uygulamaya koyarak sosyalist uygulamalara döndü. (3 defa 5YKP uygulandı).

§  1930’dan itibaren eğitim zorunlu olmuş, bilim ve teknoloji hızla gelişmiş, bu durum ordunun güçlenmesini beraberinde getirmiştir.

SSCB’NIN ORTA ASYA’YI IŞGAL ETMESI:

Çarlık Rusyası, I. Dünya Savaşı nedeniyle seferberlik ilan edip 500 bin Türk’ü askere almak isteyince 1916’da Türkistan’da Millî İstiklâl Ayaklanması başladı… Çarlık sonrası SSCB, 1920 yılının sonlarına doğru Orta Asya’da kurulan Türk devletleri üzerinde doğrudan hakimiyet kurmaya yönelmiş ve Orta Asya’yı işgal ederek Sovyetler Birliği egemenliği altına almıştır.

BASMACI HAREKETI (AYAKLANMASI) (1918-1935):

Türkistan’ı işgal eden Ruslara karşı, Türkistan'ın bağımsızlığı için çıkan milli ayaklanmalara verilen genel addır. Bu ayaklanmalar 1935 yılına kadar aralıklarla devam etmiş, Sovyetler birliği tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

NOT: İttihat ve Terakki Partisinin önde gelen isimlerinden Enver Paşa, I.Dünya Savaşı sonrası Osmanlıyı terk ettikten sonra bu harekete katılmış ve 1922’de Tacikistan’da bir çatışma sırasında ölmüştür.

NOT: 1936’da Batı Türkistan’da SSCB’ye bağlı Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan sovyetleri kurulmuştur. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bu Türkî Cumhuriyetler bağımsızlıklarını kazanmışlardır.

ORTADOĞU’DA MANDA YÖNETİMLERİNİN KURULMASI

Dünya Savaşı sürerken İngilizlerle Fransızların kendi aralarında yaptığı Sykes-Picot gizli antlaşması, 1917’deki Balfour Deklarasyonu ve kurulacak mandaları belirleyen San Remo Konferansı (1920); XX. yy’da Ortadoğu’yu şekillendiren en temel belgeler oldu. Savaştan galip çıkan ingiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu’daki topraklarını kendi aralarında paylaştılar. Ortadoğu’da, İngiltere ve Fransa’nın manda ve himayesi altında yeni devletler kurdu.

Ø Suriye ve Lübnan toprakları Fransa’nın manda ve himayesine girmiş.

Ø Irak, Filistin ve Ürdün toprakları İngiltere’nin manda ve himayesi altına girmiştir.

Ø İngiltere, daha önce işgal ettiği Mısır ve Kıbrıs’ı da resmen kendisine bağlamıştır.

Not: İngiltere ve Fransa, Wilson İlkeleri’nde, toprak işgali olmayacak maddesine karşılık olarak “Manda ve Himaye” sistemi geliştirmişler ve uygulamaya koymuşlardır.

BALFOUR DEKLARASYONU (BILDIRISI) (1917):

İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour tarafından hazırlanan bildiridir. Filistin’de Yahudilere yeni bir yurt vaat eden bu bildirinin yayınlanmasından sonra Filistin’e Yahudi göçü hızlandı. 1948’de kurulacak olan İsrail Devleti’nin temeli ve hukukî dayanağıdır.

ORTADOĞU’DA BAĞIMSIZ DEVLETLERIN KURULMASI:

Ø 1914’te İngiltere’ye bağlanan Mısır, 1922’de bağımsızlığını kazanmıştır.

Ø 1930’da Irak bağımsızlığını kazamış; fakat II. Dünya Savaşına kadar İngiliz egemenliğinden kurtulamamıştır.

Ø 1932’de Suudi Arabistan Krallığı, 1934’te ise Yemen bağımsızlığını kazandı.

Ø 1922’de İngiltere’nin mandası olarak kurulmuş olan Ürdün, 1946’da bağımsız olmuştur

Ø 1948’de İngiltere, ABD ve Sovyetlerin desteğiyle Filistin topraklarında İsrail Devleti kurulmuştur.

Ø 1918’de Fransa’nın Manda ve Himayesi altına giren Suriye, 1930’da bağımsızlığını kazandı. Fransa, tam anlamıyla 1946’da Suriyeden çekilmiştir.

Ø 1918’de Fransa’nın Manda ve Himayesi altına giren Lübnan 1930’da bağımsızlığını kazandı. Fransa, tam     anlamıyla 1946’da Suriyeden çekilmiştir.

UZAK DOĞUDA YENİ BİR GÜÇ :  JAPONYA

Ø 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar “Daymiyo” denen derebeylerin yönettiği Japonya, dış dünyaya kapalı bir ülkeydi. Şogun adı verilen en güçlü derebeyi (daymiyo) tarafından yönetilmekteydi.

Ø 1854’te Batılı devletlerle ticari anlaşmalar yapılması “Şogun” yönetiminin Japonya üzerindeki etkisini kaybetmesine neden olmuştur.

Ø İmparator Mutsihito Meiji’nin , Batı tarzı yeniliklere destek vermesiyle birlikte Japonya’da “Meiji Restorasyonu” adı verilen reform süreci 1868’de başladı ve Şogunların yönetimi sona erdi, Batı tarzı hükümet kuruldu. (İmparator Meiji, bugünkü modern Japonya’nın kurucusu sayılır).

Ø Hukuk, sosyal, eğitim, askeri ve ekonomik alanlarda yapılan reformlar sonucunda Japonya, 19. yüzyıl sonlarında güçlü bir devlet haline gelmiştir.

MEIJI RESTORASYONU (1868-1912:

 Japonya'da, İmparator Mutsihito Meiji liderliğinde 1868’de başlatılan Batılılaşma ve modernleşme hareketine Meiji Restorasyonu adı verilir. Bu dönemde yapılan reformlar sayesinde Japonya kısa sürede Uzakdoğu'da büyük bir imparatorluğa dönüştü .

Bu dönemde yapılan en önemli reformlar:

a-) Modern Japon Donanması'nın kurulması (İngiliz donanması örnek alındı)

b-) Demiryolları yapılması, telgraf ağlarının oluşturulması

c-) Avrupa'ya öğrenciler gönderilmesi , Avrupa'dan uzman ve teknisyenlerin getirilmesi

d-) Eğitim reformu ile okur- yazar oranının artırılması ve ilk Japon gazetesinin yayımlanması 

e-) Yerli silah sanayinin kurulması

f-) Giyim- kuşamda Batı’nın örnek alınması

NOT: Güçlenen Japonya emperyalist (yayılmacı) politikalar izlemeye başladı çünkü Japon ekonomisi için gerekli olan hammaddeler Japonya’da yoktu. 1894’te Kore meselesi sebebiyle Çin’i yenen Japonya, 1904’te herkesi şaşırtarak Rusya’yı da mağlup etti ve Sahalin Adası ile Kore’yi ele geçirdi. Böylelikle Asya’nın en büyük gücü haline gelen Japonya, Asya ülkelerindeki millî hareketlere esin kaynağı da oldu.

TANAKA MEMORANDUMU (1927): TANAKA MEMORANDUMU,

Japonya Başbakanı Tanaka tarafından hazırlanan bir belgedir. Japonya’nın Uzakdoğudaki varlığı için Çin’in ele geçirilmesini zorunlu görüyor, bunun için de ilk adımın Mançurya ve Moğolistan’ın ele geçirilmesi olduğunu, Japonya’nın bir “kan ve demir” politikası izlemesi gerektiğini, bu politikanın ABD’nin karşı koymasıyla karşılaşabilceğini söylüyor ve “Eğer Çin’i kontrol altına almak istyorsak, geçmişte Rusya’ya yaptığımız gibi, gelecekte de herşeyden önce ABD’yi ezmemiz lazım” diyordu. Japonlar bu memorandumun hedeflediği politikaya “Pozitif Politika” demiştir. Bu politika doğrultusunda Japonya 1932’de Mançurya’yı işgal etti. 

 

1929 DÜNYA EKONOMİK KRİZİ

DÜNYA EKONOMIK BUHRANI : 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı.”Kara Perşembe” adıyla da bilinen ve 1929’da ABD’de başlayıp daha sonra bütün dünyaya yayılan ekonomik krizdir. 24 Ekim 1929’da New York şehrindeki Wall Street Borsası çöktü (mecazen). Bu ekonomik krizin etkisiyle binlerce banka batmış, fabrikalar kapanmış ve tarım ürünleri fiyatlarının düşmesi büyük sıkıntı yaratmıştır. Bu ekonomik kriz özellikle sanayileşmiş devletleri etkilemiştir.

KRIZIN DÜNYAYA ETKILERI

a-) Dünyada 50 milyon insan işsiz kalmış, üretim % 42 azalmış, ticaret hacmi ise % 65 düşmüştür.

b-) 1930’larda ticarette korumacı politikalar izlendi, devletler ekonomiye müdahale etti.

c-) Krizin olumsuz etkilediği birçok ülkede savaş yanlısı ve saldırgan hükümetler iş başına geldi. Bu durum II. Dünya Savaşı’na giden yolda etkili oldu.

NOT: John Steinbeck’in yazdığı Gazap Üzümleri kitabı 1929 Dünya Ekonomik Krizi’ni konu almaktadır.

KRIZIN TÜRKIYE’YE ETKILERI ISE ŞUNLARDIR:

Ø 1930’larda ekonomide devletçi ve korumacı  politikalar izlendi, devlet ekonomiye sık sık müdahale etti.

Ø 1930’da Türk lirasını korumak için Merkez Bankası kuruldu ve Türk Parasını Koruma Kanunu Kabul edildi.

Ø 1933’te hazırlanan I.Beş Yıllık Kalkınma Planı 1934’te yürürlüğe kondu.

Ø 1931’de ithalata kota kondu ve yerli malı kullanımı özendirildi

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA’DA DİPLOMATİK VE SİYASÎ GELİŞMELER

Barışın Sürekliliğini Sağlama Çabaları

MILLETLER CEMIYETI’NIN KURULMASI (1920) : I.Dünya Savaşı sonrasında dünya barışını korumak ve devletler arasındaki sorunları çözmek amacıyla 1920’de kurulmuş olan uluslararası bir teşkilattır. Büyük devletlerin menfaatleri doğrultusunda hareket eden bu teşkilat II. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla işlevini kaybetmiştir. Türkiye, 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur. Türkiye’de Cemiyet-i Akvam olarak bilinir. (II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu teşkilatın yerine Birleşmiş Milletler kurulmuştur).

RAPALLO ANTLAŞMASI’NIN IMZALANMASI (1922) : SSCB-Almanya arasındaki işbirliği antlaşmasıdır. Bu iki devlet arasındaki Brest-Litowsk Antlaşması’nın hükümlerini geçersiz kılan bu antlaşma diğer Avrupa devletlerini endişeye sürükledi ancak 1925’teki Locarno Antlaşması ile bu antlaşma geçerliliğini yitirdi.

WASHINGTON DENIZ SILAHSIZLANMASI KONFERANSI (1922) : Uzakdoğu’daki Japon-ABD gerginliğini azaltmak için toplandı. Bölgedeki Japon tehlikesini bir süre azalttı. İngiltere 19. yy başından beri tek başına elinde tuttuğu deniz üstünlüğünü ilk kez başka bir güçle (ABD) paylaşmak zorunda kaldı.

LOCARNO ANTLAŞMASI’NIN IMZALANMASI (1925) : Uluslararası barışı korumak ve I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa sisteminden dışlanan Almanya’yı yeniden kazanmak amacıyla Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya , Belçika, Polonya ve Çekoslovakya arasında imzalanmış bir antlaşmadır. Nazilerin 1938’de Çekoslovakya’yı, 1939’da Polonya’yı işgal etmesiyle bu antlaşma geçerliliğini yitirdi.

BRIAND-KELLOG PAKTI’NIN KURULMASI (1928) : Uluslararası barışı korumak amacıyla ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Polonya, Çekoslovakya ve Belçika arasında imzalanan antlaşmayla kurulmuştur. Not: 1928’de Sovyetler Birliği ve Türkiye de bu antlaşmaya katılmıştır.

TOTALITER-BASKICI REJIMLERIN KURULUŞU

Ø Almanya’da; Adolf Hitler’in “Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi” 1933’te Almanya’da yönetimi ele geçirmiştir. 1933-45 arası yılları Nazi yönetiminin iktidarda olduğu dönemdir. Hitler’in 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırması, II.Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olmuştur.

Ø İtalya’da; I. Dünya Savaşı’nın neden olduğu huzursuzluklar, 1922’de hükümet darbesi ile Benito Mussolini’nin liderliğini yaptığı Faşist Parti’nin iktidara gelmesinde etkili olmuştur. Mussolini 1922’den 1943’e kadar İtalya’yı yönetmiştir. Mussolini döneminde Akdeniz’de, Balkanlarda ve Afrika’da yayılmacı bir politika izlenmiştir.

Ø İspanya’da; Fransa ve SSCB’nin desteklediği “Cumhuriyetçiler” ile, Almanya ve İtalya’nın desteklediği “Milliyetçiler” arasında çıkan İspanya İç Savaşı’nda (1936-1939) mücadeleyi “Milliyetçiler” kazanmış ve iktidara gelmişlerdir. Milliyetçilerin başında bulunan General Franco, 1939-1975 yılları arasında İspanya’yı baskıyla yönetmiştir.  

 

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE DÜNYADA SOSYAL, KÜLTÜREL ve BİLİMSEL GELİŞMELER

Ø Silah sanayii çok hızlı gelişmiş, birçok yeni silah üretilmiş, önceden var olanlar ise daha da geliştirilmiştir.

Ø Kara, hava ve deniz ulaşımı hızlı bir gelişim göstermiştir.

Ø Şehircilik gelişmiş ve sivil mimarîde yeni ekoller ortaya çıkmıştır. 1920’li ve 1930’lu yıllarda Art Deco denen mimarî üslupla gökdelenler inşa edilmiştir. Nazi Almanyası’ndan Avrupa’nın diğer ülkelerine ve ABD’ye kaçan mimarlar ise Bauhaus Ekolü’nü kurmuştur (1931’de Bauhaus anlayışıyla New York’ta inşa edilen ve uzun yıllar dünyanın en yüksek binası olan Empire State Binası, ABD’nin yükselen gücünün sembolü olmuştur).

Ø 1921: Verem aşısı bulundu +  pankreas özütünden insulin elde edildi.

Ø 1928: C vitamini keşfedildi + Alexander Fleming’in penisilini bulmasıyla antibiyotik tedavisi başladı.

Ø Propaganda çalışmaları doruğa çıktı. Özellikle sinema ve radyo, hükümetler tarafından kendi propagandalarını yapmak için yoğun biçimde kullanıldı. Charlie Chaplin, “Büyük Diktatör” adlı filminde Hitler’i ve Nazi Partisi’ni eleştirdi (1940). “Kavgam (Mein Kampf)” adlı kitapta kendi ideolojik propagandasını yapan Hitler, radyodan çok önemli bir propaganda aracı olarak yararlandı. (SSCB de kurulduğu andan itibaren radyo propagandasına önem vermiştir). Nazilerin Propaganda Joseph Goebbels, XX. yy’a damgasını vuran önemli bir propaganda uzmanıdır.

 

İKI SAVAŞ ARASI DÖNEMI EN IYI YANSITAN 3 ESER ŞUNLARDIR:

A-) GUERNICA TABLOSU (PABLO PICASSO): İspanya İç Savaşı’nda milliyetçi General Franco’yu destekleyen Nazi uçaklarının 1937’de İspanya’nın Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Kübist resimdir.

B-) GAZAP ÜZÜMLERI (JOHN STEINBECK): ABD’de ekonomik krizin 1930’lu yıllardaki toplumsal etkilerini çarpıcı bir dille anlatan romandır.

C-) İZAFIYET TEORISI (GÖRELILIK KURAMI) (ALBERT EINSTEIN): Bilim dünyasında 2 asırdır tartışmasız kabul gören Newton Fiziği’ne alternatif bir yorum getiren fizik teorisidir.

 

İKİ DÜNYA SAVAŞI ARASINDA İDEOLOJİLER

 

1-) KOMÜNIZM :

Ø Alman düşünürler Karl Marx ve Friedrich Engels, 1848’de yazdıkları “Komünist Manifesto” ile komünist ideolojinin temellerini attı.

Ø Özel mülkiyete dayalı liberalizm ve kapitalist sistem yerine ortak mülkiyeti ve servetin adil dağılımını,     sınıfsız toplum yapısını hedefleyen ideolojidir. Sosyalizmin ekonomik ve siyasî olarak ulaşmayı hedeflediği son aşama Komünizm’dir. Buna göre burjuva sınıfı yok edilerek proleterya (işçi) diktatörlüğü kurulacak, böylece sosyalizme ve sonrasında komünizme geçilecektir.

Ø Komünizm ilk defa 1917’de  Rusya’da, Bolşeviklerin başındaki Lenin’in liderliğinde gerçekleşen Ekim Devrimi ile bir ülkede iktidara geldi. Lenin’den sonra SSCB yönetimine gelen Stalin, Lenin’in kurduğu Komintern’i 1943’te kaldırarak Kominform’u kurdu. (Bunlar dünyanın her yerindeki komünist partilerin birleştiği bir çatı örgütüdür)

Ø 20. yy’da SSCB’den sonra Çin, Küba, Yugoslavya, Doğu Almanya, Çekoslovakya, Bulgaristan, Arnavutluk, Afganistan ve Yemen’de de komünist yönetimler kuruldu.      

2-) NASYONAL SOSYALiZM (NAZiZM) :

Ø II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya’da Nazi Partisi lideri Adolf Hitler tarafından uygulanan ve Alman ırkının üstünlüğü savına dayanan sistem ve ideolojidir. Totaliter (baskıcı) özelliklere sahiptir.  

Ø Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın yaşadığı yoksulluk ve işsizliğin bir sonucu olarak güçlendi. Hitler 1933’te Şansölyeliğe (Başbakanlık) geldi. Nazi siyasetinin 3 temel esası vardır: Alman ırkının üstünlüğü Yahudi, Çingene ve komünizm düşmanlığı  / Versay Antlaşması’nı geçersiz kılmak.

Ø Nazilerin temel dış politikası: Hayat Sahası (Yaşam Alanı-Lebensraum)     

3-) FAŞiZM :

Ø Dünya Savaşı sonrasında kendilerine verilen vaatler tutulmayan ve dünya siyasetinden dışlanan, böylece onuru kırılan İtalya’da ortaya çıkan ideoloji ve siyasî sistemdir. Tek liderin karizmatik şahsında devleti kutsayıp bireyi yok sayan bir ideolojidir.

Ø Faşist militan bir grup olan Kara Gömlekliler’in 1922’de Napoli’den Roma’ya başlattığı ve 40 bin kişinin katıldığı yürüyüş sonrasında İtalya Kralı, Mussolini’yi başbakan olarak atamak zorunda kaldı. Benito Mussolini liderliğindeki Ulusal Faşist Parti, 1922-1943 arasında İtalya’yı yönetti.

Ø Mussolini, Roma İmp.’nun yeniden diriltilmesi ütopyasını izlemiştir. Bu dönemde İtalyan dış siyaseti: Bizim Deniz (Mare Nostrum) (Akdeniz’e hakim olma hedefi).

Ø İtalya 1936’da Etiyopya’yı (Habeşistan) işgal ettiği için Milletler Cemiyeti’nden çıkarıldı. Hem liberalizme, hem de sosyalizme düşman olan Faşizm’in etkili olduğu diğer ülkeler: İspanya, Arjantin ve Japonya.

E- ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Ø Milli Mücadele’nin kazanılması sonrası 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye tam bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmıştır.

Ø Lozan Antlaşması’nda çözülemeyen Musul Sorunu ile aleyhimize çözülen Dış Borçlar, Suriye Sınırı, Nüfus Mübadelesi ve Boğazlar sorunlarına öncelik verilmiştir.

Ø Dış politikada “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi benimsenmiştir.

a-) BALKAN ANTANTI (9 ŞUBAT 1934) :

II.Dünya Savaşı tehlikesine karşı (İtalyan ve Alman yayılmacılığına karşı) Balkanlardaki sınırları korumak amacıyla Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya (TAYYAR) arasında 1934’te  Atina’da imzalanmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında yeni dengelerin ortaya çıkmasıyla bu antant geçerliliğini yitirdi. 

b) MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESI (20 TEMMUZ 1936): 

Lozan Antlaşması’nda Türkiye Boğazların her iki yakasının silahsızlandırılması ve yönetiminin uluslararası bir komisyona bırakılmasını kabul edilmişti. İtalya’nın 1935’te Habeşistan’a saldırması, Almanya’nın Locarno Ant.’na son vermesi ve her iki devletin de hızla silahlanmaya başlaması, Türkiye’nin Boğazlar Sorunu’nu gündeme getirmesine sebep olmuştur.

Bu gelişmeler üzerine toplanan Montrö Boğazlar Konferansı’nda alınan kararlara göre;

Ø Boğazlar Komisyonu kaldırılarak Boğazların yönetiminin Türkiye’ye bırakıldı.

Ø Türkiye’nin Boğazlar ve çevresinde asker bulundurabilecekti.

Ø Barış zamanında ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişi kontrollü olarak serbest olacaktı.

Ø Türkiye’nin yer almadığı bir savaşta, savaşan tarafların gemileri Boğazlardan geçmeyecek; Türkiye’nin yer aldığı bir savaşta ya da güvenliğini tehdit eden bir durum karşısında ise Türkiye Boğazlar üzerinde tam yetkiye sahip olacaktı.

c) SADABAT PAKTI (8 TEMMUZ 1937):

Doğu sınırlarımızı güvenlik altına almak amacıyla Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında 1937’de imzalanmıştır. 1980’de Irak-İran Savaşı’nın çıkması ile bu paktın işlevi sona ermiştir. 

d) HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI (30 HAZIRAN 1939):

Ø Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alan Hatay, Fransızlarla yapılan 1921 Ankara Antlaşmasıyla Fransız mandası olan Suriye’ye bırakılmış ve Hatay’da, Özel Yönetimli İskenderun Sancağı kurulmuştu.

Ø 1938’de yapılan halk oylaması sonrası, İskenderun Sancağı, Suriye’den ayrılarak Hatay Cumhuriyeti adıyla kurulmuştur ve Tayfur SÖKMEN cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Ø 1939’da Hatay Meclisinin almış olduğu kararla, Hatay’ın Türkiye’ye katılması kabul edilmiştir. 


Yorumlar

  Yorum Ekle