TARİH VE
TARİH YAZICILIĞI
1-
İNSANLIĞIN HAFIZASI TARİH
A-Tarihin
Tanımı: İnsan
topluluklarının geçmişteki faaliyetlerini, neden-sonuç ilişkisi içinde, yer ve
zaman göstererek, kaynaklara dayalı olarak objektif biçimde inceleyen bir
sosyal bilim dalıdır.
B-Tarihin
Konusu: Zaman
içindeki insan faaliyetleri tarihin konusunu oluşturmaktadır. Yeryüzünde
insanları etkileyen doğa olayları da Tarih biliminin konusu içinde yer
almaktadır.
C-Tarih Biliminin
Yöntemi: Tarih,
kendince bir yöntem izlenerek yazılmaktadır. 5(Beş) aşamadan oluşan bu yöntem
sırasıyla Tarama, Tasnif, Analiz, Tenkit ve Terkip
a-
Tarama ( Kaynak
arama): Bu aşamada Birinci ve İkinci elden
kaynaklardan bilgiler toplanır.
·
Birinci elden
Kaynak:
Tarihi bir olayın geçtiği döneme ait her türlü bulguya birinci elden kaynak adı
verilir. Birinci elden kaynaklar, Yazılı ve Yazılı olmayan kaynaklar olmak
üzere 2(iki)ye ayrılır.
1-
Yazılı Kaynaklar: Fermanlar – Kil Tabletler – Haritalar - Antlaşma Belgeleri
- Paralar – Kitabeler(Yazıt)
2-Yazılı
olmayan Kaynaklar:
Sözlü Edebiyat – Efsaneler – Destanlar - Kılık kıyafet – Fosiller – Çanak –
çömlek - Silahlar
·
İkinci elden
kaynak: Birinci
elden kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan tarih kitaplarına verilen ad.
Üniversitedeki akademisyenlerin yazmış oldukları kitaplar ve okullarda okutulan
kitaplar, ikinci elden kaynaklara örnek verilebilir.
b-
Tasnif
(Sınıflandırma): Elden edilen bilgiler, daha anlaşılır olması
adına sınıflandırılır. Toplanan bilgiler Zaman’a, Mekan’a ve Konu’ya göre 3
şekilde sınıflandırılır.
·
Zamana göre sınıflandırmaya
örnek : 19. Yüzyıl
Tarihi, 21. Yüzyıl Tarihi, Ortaçağ Tarihi, İlkçağ Tarihi vb.
·
Mekana göre sınıflandırmaya örnek : Anadolu Tarihi, Avrupa Tarihi, Ortaasya Tarihi vb.
·
Konu göre sınıflandırmaya örnek :
Kültür ve
Medeniyet Tarihi, Siyasi Tarih, Sosyo-Ekonomik
Tarih, Dinler tarihi vb.
c-
Tahlil (Analiz Etme-
Çözümleme): Elde edilen tarih ile ilgili bilgilerin temel parçalara ayrıldığı ve elde
edilmiş bilgilerin yeterli olup olmadığına bakıldığı aşamadır. Bu aşamada tarih
eseri ana hatlarıyla ortaya çıkar.
d-
Tenkit ( Eleştiri): Ayrıştırılan
bilgilerin güvenirliğinin, nesnelliği ve kanıtlanabilirliğinin
araştırıldığı aşamadır. Eldeki verilerin doğru ve yanlışlığının araştırıldığı
aşamadır.
e-
Terkip (Sentez): Tarih
biliminin en son aşaması olan Terkip basmağında, eldeki verilerin
bir araya getirildiği ve tarih kitabının ortaya çıktığı aşamadır.
D-Tarihe Yardımcı
Bilim Dalları:
·
Arkeoloji : Kazı bilimi
·
Coğrafya
: Yeryüzü ile
Toplumlar arasındaki ilişkiyi kuran bilim dalı
·
Paleografya : Eski yazıları inceleyen bilim
dalı
·
Numizmatik : Eski paraları inceleyen bilim
dalı
·
Antropoloji : Irkları inceleyen bilim Şecere : soy kütüğü anlamına gelmektedir.
·
Antroponimi : Kişi isimlerini inceleyen bilim
dalı
·
Etnografya :
Toplumların kültürlerini inceleyen bilim dalı
·
Epigrafi : Kitabeleri inceleyen bilim
dalı
·
Heraldik : Devletlere ait Mühürleri ve Armaları
inceleyen bilim dalı
·
Filoloji : Eski dilleri inceleyen bilim
dalı
·
Karbon 14 metodu : Fosillerin yaşını hesaplayan
bilim dalı. Arkeolojik kazılarda elde edilen kalıntıların ne zaman ait olduğunu
araştıran bilim dalı
·
Kronoloji : Zaman ve takvim bilimi.
Tarihi olayları geçmişten günümüze doğru sıralayan bilim dalıdır.
·
Sosyoloji : Toplumları inceleyen bilim
dalıdır
·
Hidrografya : Yeryüzündeki suları inceleyen
bilim dalıdır
·
Diplomatik
: Ferman ve
Antlaşma metinlerini inceleyen bilim dalı
·
İstatistik
: Eldeki verileri
Analiz ederek bazı veriler elde eden bilim dalı
2-
NEDEN TARİH ?
·
İnsanların düşünme yeteneklerini, kültür
seviyelerini ve Manevi değerlerin geliştirir.
·
Devletler arası ilişkileri düzenler.
·
Tarih
Bilimi, Geçmişteki tecrübelerden hareketle, geleceğin inşa edilmesine ön ayak
olur.
·
Tarih
bilimi, insanlığın ne tür süreçlerden geçerek bugüne ulaştığını öğrenmemizi
sağlar.
·
Tarih
bilimi, Milli birlik ve beraberlik anlayışının oluşmasını sağlar.
·
Tarih
Bilimi, Vatandaşlık duygusunu geliştirir.
·
Tarih
Bilimi, Siyasi alanda dersler çıkarmamıza yardımcı olur ve devlet adamlarının
devleti ne şekilde yönetmesi gerektiği ile ilgili ipuçları verir.
Anakronizm : Tarihlendirmede
yanılgı içerisinde bulunma. Bir olayın Tarihi ve çağı üzerinde yanılma, tarih
ve çağları birbirine karıştırma. Herhangi bir olayın içinde bulunduğu dönem ile kronolojik
açıdan uyumsuz olmasıdır. Bir dönemde var olmayan bir şeyi varmış gibi
göstermek anlamında kullanılan terimdir. Örnek vermek gerekirse, Bir kitapta
veya bir filmde 15. yüzyılda uçakla seyahatten söz ediliyorsa bu Anakronizm’e
örnek verilebilir.
3-
ZAMAN TAKSİMİ
Zaman: Aristo’ya göre Zaman ‘Hareketin
Ölçüsüdür’
Milat: Hz. İsa’nın doğduğu gün
Yüzyıl (Asır) : Arka Arkaya gelen yüz yılı
ifade etmek için kullanılır. (10. yy - XV.yy)
Çağ: Başı ve sonu belli olan zaman
parçasına verilen ad. (ilkçağ, ortaçağ vb.)
Kronoloji: Olayların
zaman içinde doğru sıralanmasını sağlayarak tarihe yardımcı olan bilimdir.
Takvim:
İnsanların zamanı Yıllara, Aylara, Haftalara ve günlere böldüğü bir zaman
çizelgesidir. Takvimler 2’ye ayrılır.
a-
Güneş Takvimi: Dünyanın güneş etrafında
dönmesi dikkate alınarak hazırlanan takvim çeşididir. Bilinen en eski güneş
takvimi mısırlılara aittir.
b-
Ay Takvimi: Ay’ın Dünya etrafında 12 kez
dönmesi dikkate alınarak hazırlanan takvim çeşididir. Bilinen en eski Ay Takvimi
Sümerlilere aittir.
Not: Toplumlar ve Medeniyetler her
alanda birbirlerinden etkilenirler. Örnek: Roma İmparatoru Jül Sezar döneminde,
Mısırlıların Güneş Takvimi geliştirilerek Jülyen Takvimi hazırlanmıştır.)
Toplumlar önemli olayları ve günleri Takvimlerinin başlangıcı
kabul etmişlerdir.
·
Mısırlılar: Firavunların saltanat Dönemi,
başlangıç yılı kabul edildi.
·
Yahudiler: Yaratılış Günü (MÖ. 3750),
başlangıç yılı kabul edildi.
·
Yunanlılar: İlk Olimpiyatları (MÖ.776),
başlangıç yılı kabul edildi.
·
Romalılar: Roma İmparatorluğunun kuruluşu
başlangıç yılı kabul edildi.
·
Miladi Takvim: Hz. İsa’nın doğumu başlangıç
yılı olarak kabul edildi.
·
Hicri Takvim: Hz. Muhammed’in Mekke’den
Medine’ye hicret ettiği 622 başlangıç olarak kabul edildi.
Türklerin Kullanmış oldukları Takvimler:
·
On iki hayvanlı takvim: İslamiyet öncesi Türklerin
kullandığı ve günümüzde Asya’da kullanılan güneş yılı esaslı bir takvimdir. Her
yıla bir hayvan ismi verilir. Ay ise sayılarla belirtilirdi.
Kullanılan hayvan adları: Kaplan, Tavşan, Ejderha, Yılan, At, Koyun, Maymun,
Horoz, Köpek, Domuz, Fare ve Öküz
olarak sayılabilir. 2017 (Horoz yılı), 2018 (Köpek yılı), 2019 (Domuz yılı), 2020 (Fare
yılı), 2021 (Öküz yılı),
2022 (Kaplan yılı)
·
Celali takvimi(Melik
şah takvimi): B.Selçuklu
hükümdarı Melik şah döneminde Ömer Hayam tarafından hazırlanmış güneş yılı
esaslı bir takvimdir.
·
Hicri takvim: Hicret(622) başlangıç yılı
kabul edilmiş ve Hz. Ömer döneminde hazırlanmış ay yılı esaslı bir takvimdir.
Osmanlı devletinde, 1926’da Miladi Takvimin kabulüne kadar kullanıldı. Günümüzde
ise dini günlerin belirlenmesinde kullanılmaktadır.
·
Rumi takvim: Tanzimat’tan sonra, Osmanlı
devletinde İdari ve mali işlerde kullanılmaya başlanan güneş yılı esaslı bir
takvimdir. 1926 yılına kadar kullanıldı.
·
Miladi takvim: Roma imparatorluğunun
hazırlamış olduğu ve başlangıç yılı Hz. İsa’nın doğumu olan, Türkiye’de 1926
yılından itibaren hicri takvimin yerine kullanılmaya başlanan güneş yılı esaslı
bir takvimdir. Bu takvim, Mısırlıların Güneş takvimi esas alınarak hazırlanmıştır.
4-
VAKA VE VAKIA
Vaka (Olay) :
·
Tarihsel Olay: Kısa sürede gerçekleşen,
başlangıcı ve bitişi belli olan gelişmelere verilen ad. Örnek: I.Dünya Savaşı, II.Dünya savaşı, Malazgirt savaşı Vaka’ya
örnek verilebilir. Başlangıç ve bitişi bilinen gelişmelerdir.
Vakıa (Olgu) :
·
Tarihsel Olgu: Uzun bir zaman dilimine yayılan,
sonuçları bakımından süreklilik gösteren durumlar için kullanılır. Örnek: Malazgirt Savaşı Vaka iken,
Anadolu’da İslamiyet’in yayılması uzun bir sürece yayılması ve kesin olarak
bitiş tarihinin bilinmemesinden kaynaklı olarak bu gelişmeye Vakıa
denilmektedir. II. Dünya savaşı Vaka iken, II.Dünya savaşının sonuçları ise
uzun bir zaman dilimine yayılması nedeniyle Vakıa olarak kabul edilmektedir.
5-
BELGEDEN BİLGİYE
Tarih Yazıcılığı: Tarih boyunca varlığını
sürdürmüş birçok devlet önemli gördükleri bilgi ve deneyimleri gelecek
nesillere aktarma ihtiyacı duymuştur. Yazının kullanılmaya başlamasıyla
kaydedilen bu bilgiler tarih yazıcılığını başlatmıştır.
Örnek: Hititlerde Anallar tutulmuş, Ruslarda Kronikler tutulmuş,
Göktürkler Orhun Abidelerini yazmış, Osmanlılarda Vakayinameler yazmışlardır.
Not1: Tarih bilimi, deney ve gözleme dayanmadığı için pozitif bir
bilim dalı değil, Sosyal bir bilim dalıdır.
Not2:
Osmanlı Devletinde resmi Tarih yazıcılarına, Vakayinüvis adı verilir. Vaka,
olay anlamına gelir, Nüvis ise kaydetmek, yazmak anlamına gelir.
Not3: ‘Tarihin Babası’ olarak bilinen Herodot, Historia isimli tarih kitabını yazarken
dinlediklerini aynen yazmamış, bilgilerin doğru olup olmadığını araştırmamış ve
yorum yaparak yazmıştır.
Not4: İslam tarih yazıcılığı 7. Yüzyılda ortaya çıkmış
ve bilinen ilk İslam tarihçisi Taberi’dir. En ünlü tarihçi ve Sosyolog ise İbni
Haldun ve eseri Mukadime’dir.
Not5: Tarihteki önemli kişilerin
hayat hikayelerinin yazıldığı eserlere Şehname adı verilir.
Tarih yazıcılığı Anlayışları (İnsanlığın serüveni kayıt altında)
a-
Hikayeci Tarih
Anlayışı: ilk Çağda ortaya çıkmış ve
olaylar hikaye yoluyla anlatılmış, efsanelere yer verilmiştir. Neden-sonuç
İlişkisine fazla dikkat edilmemiştir. Bilinen en önemli temsilcisi Heredot’tur.
b-
Öğretici Tarih
Anlayışı: okuyucuya tarihi olaylardan ders
çıkarmak ve milli değerleri benimsetmek için yazılan tarih anlayışıdır. Önemli
kişilerin hayatına özellikle yer verilir. Bilinen en önemli temsilcisi
Thukydides’tir.
c-
Araştırmacı Tarih
Anlayışı: Günümüzdeki Tarih Anlayışıdır.
Yer-Zaman, Sebep-Sonuç ilişkisi ve Kaynaklara dayalı olarak yazılan tarih
anlayışıdır.
6-
TARİH VE YORUM
Tarih bilimi, deney ve gözleme dayanmadığı için pozitif bir
bilim dalı değildir. Tarih biliminde tekrar olmadığı için tarihçi geçmişteki
olayları birebir yazamaz bu sebepten Tarih, bir sosyal bilim dalıdır.
Tarihçiler, eserlerine bir takım yorumlar katabilir. Tarih yazılırken bir çok
kaynaktan faydalanılması, çalışmanın daha objektif olmasını sağlar. Tarihçiler
her türlü belge ve kalıntıdan faydalanmalıdır.