Bireylerin bir arada barış ve güven ortamında
yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan kurallar bütünüdür.
a-İlk Türk Devletlerinde Hukuk:
İlk Türklerde yazılı hukuk kuralları yoktu.
Bunun yerine Töre adı verilen ve nesilden nesile aktarılan örf ve adetler
vardı. Törede toplumun ve zamanın ihtiyaçlarına göre sürekli yenilikler ve
düzenlemeler yapılırdı. Törenin değişmez hükümleri ise;
a- adalet
b- iyilik
c- eşitlik
d- İnsanlık idi.
Töre hükümleri kağanın teklifi ile Kurultay
tarafından değiştirtebilirdi. Kağan dâhil herkes Töre hükümlerine uymak zorunda
olup, bu da İlk Türklerde Kanun üstülüğüne kanıttır. İlk Türkler adalete çok
önem vermişlerdir. Dolayısıyla adalet teşkilatları kurmuşlardır. Mahkemelere
Yargu, hâkimlere de Yargan ya da yargucu (Yargıç) denirdi. Suçlar
ağır ve hafif suçlar olarak ikiye ayrılırdı.
1. Ağır Suçlar: ağır
suçların cezası ölümdü. Bu suçlar; Ordu ve savaştan kaçma, vatana ihanet
(isyan) , adam öldürmek ve barış zamanı kılıç çekmek ve bağlı atı çalmak idamı
gerektirirdi.
2. Hafif suçlar: Hafif suçlarda mala el koyma, özgürlük
kısıtlama, para cezası gibi cezalar vardı. Hukukta aile(Oguş)
çok önemli idi. Çocuklar babanın velayetinde olup evlilik önemli idi. Evlenme
ve Boşanma kadın ve erkeğin karşılıklı rızası ile olurdu. Kız ve erkek tüm
çocuklar mirastan pay alırdı. Uygurlarda tüm ticari hükümler anlaşma şeklinde
olurdu. Ayrıca elçi dokunulmazlığı ve aman dileyene kılıç çekmeme vardı.
b-Türk-İslam Devletlerinde Hukuk:
Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle
birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle
birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam
devletlerinde Hukuk ikiye ayrılmıştır.
1-Şeri Hukuk; İslam hukukunu kapsardı. Kanunlar; Kur’an, Sünnet,
İcma ve kıyasa dayanarak oluşturulmuştur.
2-Örfi Hukuk; fethedilen yerlerdeki Müslüman olmayanlar içinde Töre, Yerli
halkların örf ve adetleri dikkate alınarak ve Şeri Hukuka aykırı olmamak üzere
hükümdarlar tarafından çıkarılan ferman ve kanunlarla oluşturulan hukuktur.
En önemli Örfi hukuk kurallarını Selçuklu
Hükümdarı Melikşah koymuştur. Ayrıca Cengiz
Han tarafından konulan Yasaname-i
Buzurg Türk-İslam devletlerinde kullanılmıştır.
Adalet Teşkilatı da 2 bölümdür.
1- Şeri mahkemeler: Türk-İslam devletlerinde yargıca Kadı denmekte olup, Şeri
mahkemelerin en büyüğü Divan-ı Mezalim olup başında en büyük
Kadı olan Kadi’l Kudat(Kadıyıl Kuddat) bulunurdu. Divan-ı
Mezalim küçük mahkemelerin çözemediği ya da itiraz edilen davalara bakardı.
2- Örfi mahkemeler; ise askeri, yönetim ve maliye ile
ilgili konulara yani devlet işlerine bakardı. Örfi mahkemelerin başında Emr-i
Dad bulunurdu. Ayrıca Türkiye Selçuklularında ordu
mensuplarının davalarına da Kadıasker ya da Kadıleşker bakardı.
c-Osmanlı Devletinde Hukuk
Klasik Dönemde Osmanlı Hukuku:
Osmanlı devletinde diğer Türk-İslam
devletlerinde olduğu gibi Şer’i ve Örfi
Hukuk geçerli olmuştur. Osmanlı devletinde özellikle
yönetim işlerinde Örfi hukuk daha çok kullanılmıştır.
Osmanlı da Örfi Hukuk kuralları Kanunnameler ile oluşturulmuştur. Kapsamlı
şekilde en çok kanun yapan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet olup bu
kanunlara Kanunname-i Ali Osman denilmiştir.
Kanunnameler ihtiyaca göre, Şeyhülislam fetvası ile Şeri Hukuka aykırı olmayacak
şekilde düzenlenirdi. Kanunnamelerin hazırlanma süreci;
1- Divan üyelerinin vezir-i azamanın
başkanlığında (sadrazam) toplanması
2-Nişancının konu hakkında bilgilendirme
yapması
3-Divanda görüşülüp tartışılması
4-Padişaha arz
5- padişahın kabul ettiğinin Mühimme defterine(devleti
ilgilendiren önemli konular ve divan görüşmelerinin kayıt edildiği defter)
kaydı
6-Ferman olarak kanunun çıkarılması
şeklindedir.
Not: Kanunnameler birçok
konuyu düzenlemek için çıkarılmıştır.
Ferman: Padişahın herhangi bir konuda tuğrasını taşıyan yazılı emirleridir.
Berat: Osmanlılarda bir göreve atanan, aylık bağlanan san ve ayrıcalık
verilenlere çıkarılan padişah buyruklarıdır.
Fetva: Bir kanun yada konunun İslam dinine uygun olup olmadığına dair
şeyhülislam tarafından
verilen belgedir.
Yasakname: Padişahın bir konuda kuralların çiğnenmesini
önlemek için verdiği ceza fermanıdır.
Amanname: Özellikle gayrı Müslimlere verilen
padişahın af fermanıdır.
Adaletname: devlet memurlarına halka karşı nasıl
davranmaları gerektiğine dair gönderilen
fermanlardır.
Zafername: Bir galibiyetin başka ülke hükümdarlarına
duyurulması için padişahın gönderdiği yazıdır.
Osmanlı hukuk sisteminde yargıçlara kadı
denir.
Kadıasker: Kadıların başı idi. Kadıaskerler iki tane
idi.
1-Anadolu Kadıaskeri
2-Rumeli Kadıaskeri olmak üzere iki tane
olup baş Kadıasker Rumeli kadıaskeridir.
Kadılar medrese eğitimi alarak atanırdı.
Osmanlıda 5 çeşit kadı vardır. Taht , Eyalet,Sancak,Kaza ve Nahiye kadısıdır.
Kadılara soruşturmaları için yardımcı olan
görevliye Naib denir.
Kadıların denetlenmesi için Mehayif adı verilen müfettişler vardı.
Kadıların yanlış kararlarına itiraz Divan-ı Hümayuna yapılırdı. Divan-ı
Hümayunda görüşülen dava padişahın onayı ile
kesinleşirdi.
Osmanlı Hukukunda Meydana Gelen değişmeler
1- II. Mahmut Dönemi:
1- Anadolu ve Rumeli ayanı ile Sened-i
İttifak imzalandı. Böylece Osmanlı
padişahlarının yetkileri ilk kez kısıtlandı.
2- Reaya tabiri yerine tebaa(eşit
vatandaşlık) kullanılmaya
başlandı.
3-Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi kabul
edildi.
4- Adalet işleri için Nezaret-i Deavi (Adalet
Bakanlığı) kuruldu.
2- Tanzimat dönemi:
1- 1839 Tanzimat fermanı ile padişahın yargı
yetkisi mahkemelere verildi. Böylece tebaanın can ve mal güvenliği güvence
altına alındı.
2- 1856 Islahat fermanı ile gayr-ı Müslimlere
haklar tanındı. Ancak ıslahat fermanı ile
yabancı ve gayr-ı Müslimlere tanınan haklar Osmanlı hukuk
birliğini bozucu niteliktedir.
3- Birçok yeni mahkemeler kuruldu. Şeri
mahkemeler; Müslümanların
davalarına bakacak Cemaat Mahkemeleri; gayr-ı
Müslimlerin davalarına bakacak Konsolosluk
mahkemeleri; Yabancı ülke vatandaşlarının
davalarına bakacak Nizamiye Mahkemeleri; Müslüman ve
gayr-ı Müslimlerin davalarına bakacak Ticaret
mahkemeleri, Osmanlı vatandaşları ile yabancı ülke
vatandaşları arasındaki ticaret sorunlarına
bakacak.
4- Avukatlık, noterlik ve savcılık gibi
kavramlar Osmanlıda kullanılmaya başlandı.
3- Meşrutiyet dönemi:
1- Bu dönemde Kanun-ı Esasi kabul edilerek
Osmanlıda ilk kez anayasal düzene
geçildi. Vatandaşların hak ve özgürlükleri
anayasal güvence altına alındı.
2- Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan açılarak
Osmanlı halkı seçme ve seçilme hakkına kavuşarak yönetimde söz sahibi oldu.
3-Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında bir heyet
tarafından İslam hukukuna bağlı kalınarak ilk Osmanlı
medeni hukuku (mecelle) hazırlandı.
4- 1908 de II. Meşrutiyet ile kanun-ı esasiye
bazı eklemeler yapıldı.
5- modern tarzda hukuk adamı yetiştirmek için
Galatasaray sultanisinde Hukuk mektebi
kuruldu.
d- Cumhuriyet döneminde Hukuk
1- 23 Nisan 1920 de TBMM’nin açılması
ile halk egemenliğine adım atıldı.
2- saltanatın ve halifeliğin
kaldırılması ile demokrasi için önemli bir adım atıldı.
3- İsviçre’den Türk Medeni kanunu
alındı.
4- 1921 ve 1924 anayasaları kabul
edildi.