Mustafa Kemal Atatürk, Misakı Milli Sınırları dışında kalan Hatay Sorunu için ''Bu benim Meselem'' demiştir.
Mondros
Ateşkes Antlaşmasından sonra Hatay topraklarının Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle İskenderun Sancağı (Kısaca Sancak) olarak adlandırılmış, 1936 yılında Atatürk
tarafından Hatay adı verilmiştir.
Hatay,
Misâk-ı Millî sınırları içinde kabul edilmesine rağmen Fransızlar yapılan 1921 tarihli Ankara
Antlaşması ile kaybedilmiştir.
Ankara
Antlaşmasına göre Hatay, Fransızların himayesinde bulunan Suriye’nin idaresi
altına bırakılmıştır.
TBMM
Hükümeti, bölgedeki Türklerin benliklerini koruyup Türkiye ile bağlarını
güçlendirmelerinde ve ileride Hatay’ın ana vatana tekrar kavuşmasında,
Türkiye’nin elinde önemli bir dayanak noktası teşkil etmesi için Hatay’a
özerklik verilmiştir.
15 Mart 1923
tarihinde Adana’ya gelen Mustafa Kemal Paşa kendisini karşılayan Hataylılara
“Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz. Günü gelecek siz de
kurtulacaksınız” diyerek Hatay konusuna bakış açısını net bir şekilde ortaya
koymuştur.
1938 yılında
yapılan referandum sonucu Hatay bağımsızlığını kazanmış ve Hatay Cumhuriyeti
adını almıştır. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen, Başbakanlığa Abdurrahman
Melek seçilmiştir.
1939 yılında
ise Hatay Cumhuriyeti, Türkiye’ye bağlanmış ve Türkiye’nin bir vilayetine dönüşmüştür.
Önemli Not:
Misakı Milli Sınırlarından verilen tavizler;
* 1921 tarihli Moskova Antlaşması göre Batum'un Gürcistan'a verilmesi (Batum kesin olarak kaybedildi)
* 1921 tarihli Ankara Antlaşmasına göre Hatay'ın Suriye'ye verilmesi (Hatay, 1939'da tekrar Türkiye'ye bağlandı)
* 1926 tarihli Ankara Antlaşmasına göre Musul'un Irak'a verilmesi. (Musul kesin olarak kaybedilmiştir.)